Hava Durumu

#Cop30

Haberler Güncel Haber Gündem Haberler | habergüncel.com.tr - Cop30 haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cop30 haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çocuklarımızın geleceği tehlikede... Icarus kampanyası COP30 liderlerine acil eylem çağrısı yapıyor Haber

Çocuklarımızın geleceği tehlikede... Icarus kampanyası COP30 liderlerine acil eylem çağrısı yapıyor

Icarus'un Geleceği kampanyası, COP30 öncesinde iklim eyleminde duyguyu artırıp çocuklar için kararlar almayı amaçlıyor. Kampanya, emisyon kesintileri ve fosil yakıt sübvansiyonlarının sona erdirilmesi çağrısı yaptı. 38,2 milyon kişiye ulaştı. ACCESS Newswire / MIAMI, FL (İGFA) - Miami’de doğan“Icarus’un Geleceği kampanyası’’nda, Dünya liderleri çocukları seçmeli, petrol kârlarını değil. COP30 Başkanı: lobicileri dışarı çıkarın ve sübvansiyonları sonlandırın – https://act4icarus.org #EveryHeartbeatMatters #COP30 Our Present, Icarus’ Future kampanyası, iklim eylemindeki gecikmeyi ebeveynler, çocuklar ve insan hikâyeleri üzerinden yeniden çerçeveleyerek COP30 öncesi duyguyu kamusal baskıya dönüştürüyor. Kampanya; çarpıcı bir enstalasyon, küresel bir imza kampanyası ve bir sanat yarışması ile bu yıl doğan çocukların yaşam şanslarının bugün alınan kararlara bağlı olduğunu vurguluyor. İklim açısından kırılgan Miami Beach’te doğup Climate Week NYC’de milyonlarca kişiye ulaşan kampanya; yükselen sıcaklıklar, deniz seviyesindeki artış, kirlilik ve aşırı hava olaylarının bir çocuğun yaşamı boyunca yaratacağı etkileri görünür kılmak için sürükleyici hikâye anlatımı kullanıyor. Kampanya; uygulanabilir emisyon kesintileri, fosil yakıt sübvansiyonlarının sona erdirilmesi ve endüstri lobiciliğine sınırlama getirilmesini talep ediyor. Icarus’un uyarıcı mitini günümüz iklim krizine bağlayan çalışma, farkındalık yaratmakla kalmayıp kamu desteğini harekete geçiriyor ve liderler üzerinde baskı oluşturuyor. Bugüne kadar dijital ve geleneksel medya kanallarında tahmini 38,2 milyon kişiye ulaştı; on binlerce imza topladı ve kısa süre önce yedi LUUM Ödülü (2 Altın, 5 Gümüş) kazandı. Kampanya, kültürel etki odaklı yaratıcı işleriyle tanınan Zubi ve kanıta dayalı iklim çözümlerine yatırım yapan VoLo Foundation tarafından destekleniyor. CLEO Enstitüsü CEO’su Yoca Arditi-Rocha “LUUM’da kazanmak zaten bildiğimizi doğruladı: Sanat insanları harekete geçirir… insanlar da politikayı. Bugün müzakereciler Brezilya’da toplanırken liderlerden zor kararlar almalarını istiyoruz: Gezegen ısıtan emisyonları kesin, fosil yakıt kirliliğini teşvik eden vergi mükellefi sübvansiyonlarını sonlandırın ve küresel iklim görüşmelerinden endüstri lobicilerini çıkarın. Dünya liderleri: siz geleceğin muhafızlarısınız, müzayedecileri değil. COP30’da çocukları kurumsal kârların üstünde tutun. Her kalp atışı önemlidir.” şeklinde konuştu. VoLo Foundation Kurucu Ortağı ve Mütevelli Üyesi Thais Lopez Vogel “CLEO, Icarus’un mitini iklim krizine son derece yerinde bir metafor olarak ustalıkla kullandı. Icarus’un güneşe fazla yaklaşınca kanatlarının erimesi gibi, bilim insanlarının uyarılarını görmezsek gezegenimiz de benzer bir kaderle karşı karşıya kalacak. Çocuk olarak tasvir edilen Icarus, bugün aldığımız kararlarla şekillenen dünyayı devralacak olan nesli temsil ediyor.” dedi. Zubi Başkan Yardımcısı ve Yaratıcı Yönetmeni Iván Calle “Mesajlara karşı bağışıklık kazandık. Bilgi bombardımanı yüzünden artık kimse gerçekten dinlemiyor. Bu gürültüyü aşmak için kelimelerle değil, hayatın kendisiyle konuşan bir ses yarattık. Sessiz bir haberci, bir bebek… insanların durup nihayet dinlemesini sağladı.” ifadelerini kullandı. COP30’DA POLİTİK TALEPLER • Uygulanabilir, hızlı emisyon azaltımları ve fosil yakıtlardan çıkışın hızlandırılması • Fosil yakıt sübvansiyonlarının ve kamu finansmanının sonlandırılması • Özel çıkarların BM iklim görüşmelerine etki etmesini engelleyen güvenlik mekanizmaları Daha fazla bilgi için: Act4Icarus.org NEDEN ŞİMDİ? Fosil yakıtlar her yıl yaklaşık 1,5 trilyon dolar doğrudan sübvansiyon alıyor. Dolaylı maliyetler (sağlık ve iklim zararları) dahil edildiğinde bu rakam 7 trilyon dolar seviyesine çıkıyor. Ayrıca COP30’da güçlü bir fosil yakıt lobisi varlığı tespit edildi. Bu durum hem politik hem finansal bir engel oluşturuyor ve kampanyayı daha kritik hale getiriyor. Miami gibi şehirler artan maliyetler, sigorta fiyatları, altyapı baskısı, yerinden edilme ve kırılgan topluluklara yönelik orantısız etkilerle karşı karşıya. ABD’nin zirvede aktif rol almamasıyla, COP30’un sonuçları küresel önem taşıyor. Kasım ayında alınacak kararlar, adil geçişi hızlandırıp hızlandırmayacağımızı veya gelecek nesilleri daha büyük risklere mi sürükleyeceğimizi belirleyecek. Zaman şimdi. Sonrası çok geç olacak. MEDYA FIRSATLARI CLEO; COP30’da kamera önü röportajları, anne merkezli hikâye, kampanya materyalleri, video, dilekce ve yarışma verileri sağlayabilir. THE CLEO INSTİTUTE HAKKINDA The CLEO Institute, kadın liderliğinde, partizan olmayan bir STK’dır. İklim bilimini eğitim, savunuculuk ve topluluk etkileşimi yoluyla eyleme dönüştürür. 62 binden fazla kişiyi eğitmiş, milyonlarca doları yerel çözümlere yönlendirmiş, yaratıcı ve ödüllü kampanyalarıyla ulusal çapta tanınmıştır. ZUBI HAKKINDA zubiad.com, Miami’de 50 yıl önce kurulan ve bugün WPP ağına bağlı olan çok kültürlü bir iletişim ajansıdır. ABD’de çok kültürlü pazarlamanın öncülerindendir. VOLO FOUNDATİON HAKKINDA VoLo Foundation, bilim temelli iklim çözümlerini destekleyen, eğitimi güçlendiren ve sağlık alanında etki yaratan özel bir vakıftır. LUUM AWARDS HAKKINDA LUUM Awards, ölçülebilir sosyal ve çevresel etki yaratan yaratıcı kampanyaları ödüllendirir. 2025 edisyonu beş kıtadan ajansları, STK’ları ve markaları onurlandırmıştır. KAYNAK: The CLEO Institute

Ekolojik Tehdit Raporu 2025: Aşırı yağış-kuraklık döngüleri yeni çatışma katalizörü Haber

Ekolojik Tehdit Raporu 2025: Aşırı yağış-kuraklık döngüleri yeni çatışma katalizörü

Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP) tarafından yayımlanan Ekolojik Tehdit Raporu'na göre, dünya genelinde yağış dağılımlarının değişmesi çatışma riskini artırıyor. Dünyadaki her dört kişiden biri mevsimsellikte orta ila yüksek düzeyde artış yaşayan bölgelerde yaşıyor. Özellikle Sahra Altı Afrika'da hızlı nüfus artışı ve azalan su kaynakları tarımsal stresi tetiklerken, küresel su paylaşımı da raporda kritik bir konu olarak öne çıktı. ACCESS Newswire / LONDRA, BİRLEŞİK KRALLIK (İGFA) - Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP) tarafından yayımlanan yeni araştırma, değişen yağış modellerinin dünya genelinde çatışma risklerini önemli ölçüde artırdığını ortaya koyuyor. Bugün açıklanan Ekolojik Tehdit Raporu 2025 (ETR), yağışların yıl içinde daha az aya yoğunlaştığı bölgelerde, daha dengeli dağıldığı bölgelere kıyasla çatışma kaynaklı ölüm oranlarının belirgin şekilde daha yüksek olduğunu ortaya koydu. TEMEL BULGULAR • Yağışlı ve kurak mevsimlerin giderek daha aşırı hale geldiği bölgelerde, çatışmaya bağlı ölümler diğer bölgelere göre ortalama 4 kat daha fazla. • 2024 yılında, 163 ülkede doğal afetler 45 milyon kısa vadeli iç göçe yol açarak, 2008'den bu yana kaydedilen en yüksek sayıya ulaştı. • Amazon’un batı kesimlerini de içeren Batı Brezilya, dünyadaki en keskin ekolojik tehdit artışlarından birini yaşadı. Bölgedeki sıcaklıklar küresel ortalamanın iki katı hızla artarken, bu durum kuraklık ve orman yangınlarını tetikledi. • Sahra Altı Afrika, dünyanın en ciddi ekolojik baskılarını yaşıyor; Nijer, en kötü ETR skoruna sahip ülke olarak öne çıktı. • Orta ve Batı Avrupa, 2019’daki olağandışı kurak iklim koşullarının ardından genel olarak normale dönüşü temsil eden önemli iyileşmeler kaydetti. • Su savaşlarına dair endişelere rağmen, modern çağda sadece su nedeniyle çıkan devletler arası bir savaş yaşanmadı. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, en az 157 uluslararası tatlı su antlaşması imzalandı ve bu antlaşmalar ülkeler arası iş birliği için örnek teşkil ediyor. • Bu yaklaşım, nükleer caydırıcılık modeline benzetiliyor: her iki durumda da, yıkım tehdidi pragmatik iş birliğini teşvik ediyor. Su tedarikinin yok olması, toplumsal çöküşü beraberinde getirebilir. Yaklaşık 2 milyar insana denk gelen her 4 kişiden 1'i mevsimsellikte orta ila ciddi düzeyde artış görülen bölgelerde yaşıyor. Yağışlı mevsimler daha kısa ve yoğun hale gelirken, kurak dönemler daha uzun ve şiddetli oluyor. Bu değişimler, tarımsal döngüleri bozuyor ve geçimini mevsimsel yağışlara dayandıran milyarlarca insan için belirsizliği artırıyor. ETR, 172 ülke ve bölgedeki 3 bin 125 alt-bölgeyi kapsıyor ve dünya nüfusunun %99’undan fazlasını temsil ediyor. 2019–2024 arasında 96 ülkede skorlar kötüleşirken, 74 ülkede iyileşme kaydedildi. SAHRA ALTI AFRİKA ÇOKLU KIRILMA NOKTALARINA YAKLAŞIYOR Sahra Altı Afrika’da çatışma riski, mevsimsellikteki artışın hızlı nüfus büyümesiyle birleşmesi durumunda keskin şekilde yükseliyor. Belirsiz yağışlar tarımsal stresi tetiklerken, demografik baskılarla birleştiğinde toprak, su ve gıda üzerindeki rekabet hızla yoğunlaşıyor. Zayıf yönetişim ve çözülememiş toplumsal kırgınlıkların olduğu bölgelerde bu bileşim patlamaya hazır bir karışım haline geliyor. Doğu Afrika’daki Karamoja Kümesi bu durumu örnekliyor. Toplam yağış nispeten sabit kalsa da zamanlaması daha öngörülemez hale geldi; bu da hem kuraklık hem taşkın risklerini artırarak daha fazla çatışmaya yol açtı. Ekili arazilerin yalnızca %2’sinin sulandığı bölgede (küresel ortalama %20), topluluklar bu şoklara son derece açık durumda. 2019’dan bu yana artan yağış mevsimselliği, yıllar süren görece barışın ardından pastoralist şiddetinde yeniden yükselişle çakıştı. Raporla ilgili değerlendirmede bulunan Ekonomi ve Barış Enstitüsünün Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Steve Killelea AM, “Yağış mevsimselliği giderek güçlü bir çatışma katalizörüne dönüşüyor. Yağışlar az sayıda aya yoğunlaştıkça, çatışma kaynaklı ölümler keskin biçimde artıyor. Sahra Altı Afrika’da hızlı nüfus artışı bu etkiyi büyütüyor ve öngörülemez mevsimleri toprak, su ve gıda için rekabete dönüştürüyor. Sorun su kıtlığı değil; onu yakalayamamak ve dağıtamamak. Sahra Altı Afrika’daki tarım arazilerinin yalnızca yüzde 2’si sulanıyor; bu oran küresel ortalamada yüzde 20” diye konuştu. SU EŞİTSİZLİĞİ VE ALTYAPI AÇIĞI Dünyanın yenilenebilir tatlı su kaynakları sınırlı ve giderek daha eşitsiz dağılıyor. 295 alt-bölge çok yüksek su riski, 780 alt-bölge ise yüksek su riski altında; bu da yaklaşık 1,9 milyar insanı etkiliyor. Yüksek gelirli ülkeler 2000 yılından bu yana kişi başına su kullanımını yaklaşık üçte bir oranında azaltırken; düşük gelirli ülkelerde nüfus artışı, toplam su çekimini artırıyor ve kişi başına düşen su miktarını düşürüyor. Sahra Altı Afrika’daki kişi başına su kullanımı, 2000’deki 113 metreküpten 2022’de 89 metreküpe gerileyerek küresel ortalamanın beşte birinin altına düştü. Sonuç: sınırlı su kaynakları üzerindeki baskı artarken, çiftlikler, sanayi ve haneler arasındaki rekabet yoğunlaşıyor ve çatışma riski büyüyor. Sahra Altı Afrika, dünyanın en düşük sulama oranlarına sahip bölge. 34 milyon hektarlık araziyi sulamak, bölgenin yıllık yenilenebilir su kaynaklarının yalnızca %6’sını gerektiriyor. Bu konuda değerlendirmede bulunan Steve Killelea, “COP30, sürdürülebilirlik ve barış için temel teşkil eden iklime dayanıklı su sistemlerine yatırım önceliği vermelidir. Nasıl nükleer antlaşmalar yok oluş riskini azalttıysa, su konusunda uluslararası iş birliği de ekolojik çöküş riskini azaltabilir. Her iki örnek de hayatta kalmanın üstünlükten çok ortak sorumluluğa bağlı olduğunu gösteriyor.” dedi. DEVLETLERARASI SU İŞ BİRLİĞİ Popüler söylemler, özellikle sınır aşan nehir ve göl havzalarında yaklaşan “su savaşları”na dikkat çekmişti. Ancak ETR verileri bunun doğru olmadığını gösteriyor. Paylaşılan nehirler üzerinde anlaşmazlıklar yaşansa da modern çağda su yüzünden çıkmış bir savaş yok. Bu durum, başarılı devletlerarası su iş birliği modellerinin önemini artırıyor. Çatışmaların arttığı bir çağda, devletlerin neden su paylaşımı konusunda bu kadar başarılı olduklarını anlamak, gelecekteki çatışmaların önlenmesi için yol haritası sunabilir. Hindistan ve Pakistan’ın paylaştığı İndus Nehri Havzası, buna örnek teşkil ediyor. Siyasi gerilimlere, askerî tansiyona ve tekrarlayan krizlere rağmen, su paylaşımı sürüyor. Su anlaşmaları, ülkeleri kısa vadeli politik çekişmelerin ötesine bakmaya, uzun vadeli ortak çıkarlara yönelmeye teşvik ediyor. BÖLGESEL ANALİZ Sahra Altı Afrika hâlâ dünyanın en şiddetli ekolojik baskılarını yaşıyor. Ancak Lesotho, Ruanda, Eritre ve Esvatini gibi bazı güney ve doğu Afrika ülkeleri, yağış koşullarındaki iyileşmeyle son beş yılda su risklerinde belirgin azalma kaydetti. Buna karşılık, Tunus, Fas ve Cezayir gibi kuzeybatı Afrika ülkeleri, aynı dönemde ETR skorlarında en büyük bozulmayı yaşadı; 2019’daki olağandışı olumlu iklim koşulları, artan kuraklık ve sıcaklıklarla tersine döndü. Orta ve Batı Avrupa, 2019’daki aşırı kuraklığın ardından normale dönüşü temsil eden dikkat çekici iyileşmeler kaydetti. KAYNAK: Ekonomi ve Barış Enstitüsü

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.