Hava Durumu

#Erken Teşhis

Haberler Güncel Haber Gündem Haberler | habergüncel.com.tr - Erken Teşhis haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erken Teşhis haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

HIV enfeksiyonunun tedavisinde metabolik sağlığın korunması büyük önem taşıyor Haber

HIV enfeksiyonunun tedavisinde metabolik sağlığın korunması büyük önem taşıyor

HIV, doğru tedavi ile kontrol altına alınabilen kronik bir enfeksiyon olarak AIDS'e ilerlemeden sağlıklı bir yaşam sürme imkanı sunar. Humanis Bisiklet Kulübü ve HIV Enfeksiyonu Derneği, Dünya AIDS Günü dahilinde farkındalık yaratmak amacıyla bir bisiklet etkinliği gerçekleştirdi. İSTANBUL (İGFA) - HIV, günümüz tıbbıyla düzenli tedavi ve takip sayesinde kontrol edilebilen bir enfeksiyon olarak ön plana çıkıyor. HIV teşhisi konulan bireyler, mevcut tedavi yöntemleri ile sağlıklı ve aktif bir yaşam sürdürebilmektedir. Ancak tedavi edilmezse, AIDS’e evrilen hastalık, vücudu bazı kanser türleri ve fırsatçı enfeksiyonlara karşı savunmasız bırakır. Bu sebeple, erken teşhis, sürekli tedavi ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları yaşam kalitesinin sürdürülmesindeki önemlidir. HIV Enfeksiyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, HIV’in yalnızca bağışıklık sistemini değil, ayrıca kalp-damar sağlığı ve metabolik dengeleri de etkileyebileceğine işaret ediyor. Bu nedenle, HIV ile yaşayan kişilerin tedavisinde düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları büyük önem taşır. Dikkat çekmek amacıyla 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nde "Harekete Geç, Sağlığını Koru" projesi kapsamında bir araya gelen Humanis Bisiklet Kulübü ve HIV Enfeksiyonu Derneği, pedal çevirerek hem HIV konusunda toplumsal farkındalığı artırdı, hem de hareketin vücut sağlığını iyileştirici ve destekleyici rolünü vurguladı.

Bel kaymasının en yaygın belirtisi bel ağrısı Haber

Bel kaymasının en yaygın belirtisi bel ağrısı

Bel kaymasının, alt omurlardan birinin diğerinin üzerine kaymasıyla gelişen bir rahatsızlık olduğunu ifade eden uzmanlar, en sık görülen belirtisinin bel ağrısı olduğunu belirttiler. İSTANBUL (İGFA) -Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Onur Yaman, bel kaymasının sebepleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri üzerine açıklamalarda bulundu. Bel kaymasının, alt omurlardan birinin diğerinin üzerine kayması durumunda ortaya çıkan bir klinik tablo olduğunu açıklayan Prof. Dr. Onur Yaman, "Kayan kemiğin veya diskin omuriliğe ya da bacakları besleyen sinirlere baskı yapması, çeşitli belirtilere neden olabilir.” dedi. Bel kaymasının en yaygın belirtisinin bel ağrısı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yaman, "Kayan kemiğin sinirlere baskı yapması halinde bacaklarda ağrı, uyuşma ve güçsüzlük yaşanabilir. Daha ileri durumlarda ise idrar ve dışkı kontrolünde sorunlar ortaya çıkabilir.” şeklinde konuştu. YAŞLANMAYA BAĞLI DEĞİŞİMLER BELİRGİN NEDENLER ARASINDA! Bel kaymasının çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Onur Yaman, “Yaşlanmaya bağlı oluşan disk ve eklem değişiklikleri, bel kaymasının en sık rastlanan nedenlerindendir.” dedi. Travmaların da bel kaymasına neden olabileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Yaman, bazı durumlarda doğuştan gelen anatomik farklılıkların bel kayması gelişimine yol açabileceğini ekledi. BEL KAYMASI, DOĞRU TANI VE TEDAVİ İLE KONTROL ALTINDA! Bel kaymasının tedavisinde hem konservatif hem de cerrahi yöntemlerin uygulanabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Onur Yaman, “Konservatif tedavi, bel ve kalça kaslarını güçlendirici egzersizler, korse kullanımı ve ağrıya yol açan faktörün ortadan kaldırılmasını hedefler.” dedi. Bu yaklaşımların, birçok hastada cerrahi müdahaleye gerek kalmadan belirtilerin kontrol altına alınmasını sağladığını belirten Prof. Dr. Yaman, “Cerrahi tedavi ise, konservatif yöntemlerle şikayetleri geçmeyen ya da nörolojik açıkları bulunan hastalarda uygulanmaktadır. Cerrahi operasyon kararı, özellikle bacaklarda güç kaybı, idrar kontrol sorunları ve uzun süreli ağrı şikayetleri ile belirlenir. Bel kayması, doğru teşhis ve tedavi ile kontrol edilebilen bir durumdur. Erken teşhis ve uygun tedavi, komplikasyonların önlenmesi açısından büyük önem taşır" diye ekledi.

Muğla'da Milas Belediyesi’nden kadın sağlığına destek Haber

Muğla'da Milas Belediyesi’nden kadın sağlığına destek

Milas Belediyesi, meme kanseri farkındalık ayı etkinlikleri çerçevesinde kırsal mahallelerde yaşayan kadınların Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’ne (KETEM) ulaşımlarını sağladı. MUĞLA (İGFA) - Muğla'da Milas Belediyesi, kadın sağlığını ön planda tutarak önemli bir projeye imza attı. Geçen ay başlatılan projeyle, meme kanserinin erken teşhisinin önemini anlatmak amacıyla ilçedeki 15 farklı mahallede eğitimler düzenlendi. Bu eğitimlerle, kadınların kendi kendilerine meme muayenesi yapma bilincine sahip olmaları hedeflendi. KADINLARIN KETEM’E ULAŞIMI SAĞLANDI… Meme kanseri farkındalık ayı etkinlikleri Akçalı, Gölyaka, Kapıkırı, Bayır, Gürceğiz, Akçakaya, Savran, Yaşyer, Avşar, Ulaş, Aslanyaka, Kalınağıl, Ketendere, Çomakdağ ve İkiztaş Mahallelerinde bir ay devam etti. Eğitimlerin ardından mamografi taramasına ihtiyaç duyduğu belirlenen 175 kadın, Milas Belediyesi’nin tahsis ettiği araçlarla en yakın Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’ne (KETEM) ulaştırıldı. Milas Belediyesi, sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırarak erken teşhis ve tedavi imkânını artırmayı hedeflerken, kontrolleri biten kadınları yine bu araçlarla evlerine dönüşlerini sağladı. Milas Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü, KETEM'in yeni yerine taşınması ve hizmete bu ay başlaması dolayısıyla Ekim ayında planlanan taramaların Kasım ayında gerçekleştirilmesine karar verildiğini duyurdu.

İstanbul Beylikdüzü'nde kalp ve damar sağlığı farkındalığı Haber

İstanbul Beylikdüzü'nde kalp ve damar sağlığı farkındalığı

İstanbul'da Beylikdüzü Belediyesi, Halk Sağlığı Günleri kapsamında “Ritmini Koru: Kalp Sağlığı Farkındalık Semineri” düzenledi. İSTANBUL (İGFA) - Halk Sağlığı Günleri’nde ilçe halkını bir araya getirmeye devam eden Beylikdüzü Belediyesi, “Ritmini Koru: Kalp Sağlığı Farkındalık Semineri” düzenledi. Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen seminerde, Dr. Öğr. Üyesi Emrah Özdemir kalp ve damar sağlığının korunması, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve erken teşhisin önemi hakkında paylaşımlarda bulundu. Dr. Özdemir, kalp sağlığına dair merak edilen soruları da yanıtladı. Kalp denildiğinde akla hep kalp krizinin geldiğini fakat kapak hastalıkları, ritim bozuklukları, kalp kası hastalıklarının da ciddi kayıplara yol açtığını ifade eden Dr. Özdemir, risk faktörlerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. Özdemir, “Sigara, hareketsizlik, kolesterol yüksekliği, stres, uyku problemleri, kirli havaya maruz kalmak, hipertansiyon gibi risk faktörleri olanlarda kalp ve damar hastalıkları daha fazla görülüyor. Ağrı, sıkışma, nefes darlığı, çarpıntı, aşırı terleme, önceki yaptığı eforu yapamaz hale gelme gibi durumlar ben geliyorum diyen bir kalp hastalığının belirtisi olabilir. Bu semptomlar olduğu zaman hiç beklemeden bir kalp doktoruna gitmeniz gerekiyor. Tansiyon, şeker, kolesterol gibi risk faktörleriniz varsa yaştan bağımsız her sene kalp doktoruna gitmeniz lazım. Gençseniz, bir şikayetiniz yoksa en azından 40 yaşından sonra yılda bir kez doktora gidin. Her şeyden önce hasta olmadan bizlere gelmenizi istiyoruz. Çünkü kalp dokusu hasarlandığı, kalp büyüdüğü veya tansiyona bağlı bir kalp kası kalınlaştığı zaman geri dönmeyebiliyor. Kalp hastalıklarında da erken teşhis ve koruyucu tedbir çok önemli” ifadelerini kullandı.

İzmir Bornova'dan meme kanseri farkındalığı Haber

İzmir Bornova'dan meme kanseri farkındalığı

İzmir'de Bornova Belediyesi, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında bir panel düzenledi. Erken teşhisin önemine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen panelde, uzman hekimler kadınlara kendi kendine muayene, tarama ve risk faktörleri konularında önemli bilgiler aktardı. İZMİR (İGFA) - Bornova Belediyesi, Özel Ata Sağlık Hastanesi ile ortaklaşa düzenlediği “Meme Kanseri Farkındalık Paneli”, Altındağ Atatürk Kültür Merkezi Yıldız Kenter Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Panelde Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Utku Tanoğlu ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökben Yüksel konuşmacı olarak yer aldı. CHP Kadın Kolları MYK Üyesi Rahşan Nazlıoğlu da panele katılarak Bornova Belediyesi’nin farkındalık çalışmasına destek verdi. ERKEN TEŞHİS VE GENETİK RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT Op. Dr. Utku Tanoğlu, meme kanserinin her geçen yıl arttığını söyleyerek erken tanının hayat kurtardığına dikkat çekti. “Her 8 kadından biri meme kanseri oluyor. Eskiden bu oran 8-10 arasındaydı ancak son 10 yılda arttı, çünkü kansorejen ürünler de arttı. Erken yakalanması durumunda tedavisi çok kolay oluyor. Meme kanserinden değil, geç tanıdan korkalım” dedi. Tanoğlu, genetik faktörlerin önemine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “Ailesinde 40 yaş civarında meme kanseri olanlar ihmal etmesin. Adeti erken başlayanlar, geç menopoza girenler ve hormonlu ürün tüketenlerde risk artar. Yılda bir cerrahi kontrole gidilmeli, 40 yaşından sonra mamografi mutlaka çekilmeli. Ayrıca 20 yaşından itibaren ayda bir kendi kendine kontrol yapılması önemli.” Op. Dr. Gökben Yüksel ise özellikle kırsal bölgelerde yaşayan kadınların sağlık hizmetlerine erişimde zorluk yaşadığına dikkat çekti. “20 yaşından sonra adet gören her kadın kendi kontrolünü yapmalı” diyerek bu konuda bilgi verdi. Yüksel, hormon tedavilerinin tamamen sakınılması gereken uygulamalar olmadığını belirterek, “Hormon tedavilerinde doz ve süre çok önemli. Düşük doz, hastanın durumuna göre ve belirli bir sürede uygulanmalı” dedi. Ayrıca meme kanseri riskini artıran faktörlerden uzak durulması gerektiğini vurguladı: “Obeziteden, alkolden, yağlı gıdalardan ve gereksiz estetik operasyonlardan kaçının. Spor yapmak ve doğum yapmak riski azaltır. Ailede hastalık yok diye de rahat davranmayın, kontrolleri aksatmayın. 25-40 yaş arası kadınlara MR, sonrasında ise mamografi öneriyoruz.” Panelde katılımcılar, uzman hekimlere merak ettikleri konular hakkında sorular yöneltti.

Uludağ Elektrik’ten 'pembe' farkındalık Haber

Uludağ Elektrik’ten 'pembe' farkındalık

Uludağ Elektrik, toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket ederek her yıl olduğu gibi bu yıl da Ekim ayı boyunca Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yürüttüğü “Pembe Fatura Projesi” ile dikkat çekti. Şirket, erken tanının önemine vurgu yapmak ve toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla bu özel dönemde pembe elektrik faturalarının yanı sıra kanaat önderlerine takdim ettiği pembe kutularlada farkındalık mesajlarını yaymayı sürdürüyor. BURSA (İGFA) - Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 5 milyondan fazla nüfusa hizmet veren Uludağ Elektrik, kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olan meme kanserine yönelik farkındalık çalışmalarını bu yıl da sürdürüyor.Pembe faturalarla, “40-69 yaş aralığındaki kadınların, meme kanseri taraması için aile hekimine, KETEM’e (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) veya SHM’ye (Sosyal Hizmet Merkezleri)başvurabilecekleri” mesajını veren şirket, erken teşhisin hayat kurtardığını vurguluyor. MEME KANSERİNE DİKKAT Her 8 kadından birinde görülen meme kanseri riski, dünya genelinde giderek artıyor. Özellikle ileri yaşlarda görülme olasılığı daha yüksek olan bu hastalıkta, 20’li yaşlardan itibaren düzenli kontrollerle erken teşhis büyük önem arz ediyor.Uludağ Elektrikfarkındalık yaratmak amacıyla işlem merkezlerinde pembe kurdelelerle müşterilerini karşılayarak her Ekim ayında logosunu ve faturalarını pembe renge dönüştürüyor. Fatura altı mesajlarıyla farkındalık bilincini her haneye ulaştıran Uludağ Elektrik, sosyal medya ve dijital platformlarda yürüttüğü iletişim çalışmalarıyla kampanyayı daha geniş kitlelere taşıyor. PEMBE FATURA KUTULARI İLE FARKINDALIK BÜYÜYOR Faturalarınız iyiliğiniz için vurgusuyla hayata geçirilen pembe fatura kutuları aracılığıyla kamu kurumları ve kuruluşlarıyla iş birliği gerçekleştiriliyor. Hazırlanan bu kutuların, vali, kaymakam ve muhtarlargibi kadın yöneticilere ulaştırılmasıyla farkındalık zincirinin daha da genişletilmesi hedefleniyor.Kutuların üzerinde, kadınların kendi sağlıklarını koruyabilmeleri için düzenli muayene ve erken tanının önemi anlatılıyor.Kutuların içinde pembe kurdele, farkındalık kartları ve sembolik objeler bulunuyor. ARSLAN: “TOPLUMUN SAĞLIĞINA VE GELECEĞİNE KATKI SAĞLAMAK BİZİM İÇİN ÖNCELİKLİ BİR SORUMLULUK” Şirketin toplumsal sorumluluk bilinciyle yürüttüğü projelere dikkat çeken Uludağ Elektrik Genel Müdürü Remezan Arslan, “Enerji sektöründe hizmet vermek kadar, toplumun sağlığına ve geleceğine katkı sağlamak da bizim için öncelikli bir sorumluluk.Uludağ Elektrik olarak, kadın çalışan oranı yüksek enerji şirketlerinden biri olmanın verdiği hassasiyetle, Ekim ayı boyunca hem kadın çalışanlarımızı bilinçlendirmeyi hem de müşterilerimizde farkındalık oluşturmayı görev edindik.Bugün yüzde 54 kadın çalışan oranımızla sektörde örnek bir konumdayız; kadın istihdamına verdiğimiz önem, toplumsal sorumluluk anlayışımızın da en güçlü yansımalarından biri. Meme kanseri farkındalığını artırmaya yönelik ‘Pembe Fatura’ projemiz bu anlayışın bir yansıması.Ekim ayı boyunca logolarımızı ve faturalarımızı pembeye dönüştürerek, işlem merkezlerimizde pembe kurdelelerle müşterilerimizi karşılıyor ve kurumlarla yaptığımız iş birlikleriyle farkındalık zincirini büyütüyoruz.Fatura altı mesajlarımız ve dijital iletişim çalışmalarımız sayesinde bu bilinci milyonlarca insana ulaştırıyoruz. Gelecek yıllarda da bu farkındalık hareketini daha geniş kitlelere taşımaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. YEREL YÖNETİMLERDEN DESTEK Bu yıl proje kapsamında, kadın sağlığına yönelik farkındalık çalışmalarındaöncülük eden yerel yöneticiler ve kanaat önderleri ziyaret edilerek toplumsal bilincin yaygınlaştırılması amaçlandı. Bu doğrultuda Yalova Valisi Sayın Dr. Hülya Kaya ve Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Duygu Bayar Öksüz gibi önemli isimlerle bir araya gelinerek “Pembe Fatura Projesi”nin amacı ve önemi paylaşıldı. Gerçekleştirilen bu ziyaretlerle, yerel yönetimlerin desteğiyle farkındalık zincirinin güçlendirilmesi ve projenin daha geniş kitlelere ulaşması hedeflendi.

Kadınların yalnızca yüzde 45’i meme kanseri belirtilerini tanıyor Haber

Kadınların yalnızca yüzde 45’i meme kanseri belirtilerini tanıyor

7 ülkeden 7 binden fazla kadının katıldığı araştırma kadınların meme sağlığına dair çarpıcı verileri ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre; kadınların yalnızca yüzde 45’i meme kanserinin belirtilerini tanırken sadece yüzde 28’i yılda bir kez meme kontrolü için bir sağlık uzmanına başvuruyor. İSTANBUL (İGFA) - Avon, kişisel bakım rutininin bir parçası olarak kadınları kendi kendine meme muayenesi yapmaya teşvik ederek, düzenli kontrollerin önemini vurguluyor. Bugüne kadar dünya genelinde meme kanseriyle mücadeleye 951 milyon doların üzerinde bağışta bulunarak, 180 milyon kişinin bu konuda eğitilmesine yardımcı oldu ve 20 milyon taramayı destekledi.* Avon, evden çıkmadan önce yalnızca bir dakikanı ayırarak kendi kendine meme muayenesi yapmanın, erken teşhis için büyük fark yaratabileceğinin altını çizerek, The Boob Census Araştırması ile kadınların meme sağlığı konusundaki alışkanlıklarını ve farkındalık düzeylerini ortaya koydu. SON BİR AYDA KENDİ KENDİNE MEME KONTROLÜ YAPAN KADINLARIN ORANI YÜZDE 36’YA YÜKSELDİ The Boob Census Araştırması, kadın sağlığı alanındaki çalışmaların önemini bir kez daha ortaya çıktı. Araştırmaya göre kadınların yalnızca yüzde 45’i meme kanserinin belirtilerini fark etme konusunda kendini güvende hissediyor ve sadece yüzde 28’i yılda bir kez meme kontrolü için bir doktora başvururken, son bir ay içinde memelerinde herhangi bir değişiklik olup olmadığını kontrol eden kadınların oranı 2023’te yüzde 25 iken 2024’te bu rakam yüzde 36’ya çıktığı, yaş gruplarına bakıldığında da 35-44 yaş arası kadınlar, yüzde 31’lik oranla en sık kontrole giden grup olarak dikkat çektiği ifade edildi. Araştırmaya göre, uzmanlar tarafından yapılan yıllık meme kontrollerinin oranları ülkeler arasında da farklılık gösterdi. 2024 yılında İtalya’da kadınların yüzde 30’u, Romanya’da ise yüzde 24’ü düzenli olarak yıllık meme kontrolü yaptırdığı, genel olarak kadınların yüzde 26’sı yılda bir kez meme muayenesi yaptırdığı belirtilirken, buna karşın, araştırma olumlu gelişmeleri de beraberinde getirdi.

İzmir Büyükşehir'den kimliksiz ve ücretsiz test hizmeti Haber

İzmir Büyükşehir'den kimliksiz ve ücretsiz test hizmeti

İzmir Büyükşehir Belediyesi, kimlik bilgisi paylaşımı olmadan ve sosyal güvence aranmadan ücretsiz olarak HIV, Hepatit C, Hepatit B ve sifiliz (frengi) testi yaparak önemli bir sağlık hizmeti sunuyor. Sağlık Bakanlığı iş birliği ile başlatılan çalışma kapsamında, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar hakkında danışmanlık hizmeti de veriliyor. İZMİR (İGFA) - Konak Kemeraltı bölgesinde yer alan İzmir Büyükşehir Belediyesi Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi; HIV, Hepatit C, Hepatit B ve sifiliz testlerini ücretsiz olarak yapıyor. Gizlilik esasıyla çalışan merkezde, danışanların kimlik bilgileri alınmıyor ve herhangi bir sosyal güvence de aranmıyor. Parmak ucundan alınan bir damla kan ile yapılan testin sonucu, yaklaşık 20 dakika içinde kişiye bildiriliyor. İlk tanı testi sonucuna göre pozitif şüphesi duyulan hasta, hastanelere yönlendiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında yürütülen çalışma, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar hakkında danışmanlık hizmetini de kapsıyor. Uzman sağlık personelinin verdiği danışmanlık hizmeti, testi yaptıran kişilerin sorularını yanıtlayarak erken teşhis ve tedavi sürecine destek oluyor. Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi ile ilgili detaylı bilgi ve randevu almak için 0232 294 22 47 numaralı telefon aranabiliyor. 20 DAKİKADA SONUÇ ALINIYOR İzmir Büyükşehir Belediyesi Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi’nde danışman olarak görev yapan Derya Baştürk, “Kendini risk altında gören danışanlar, bu merkeze hiçbir sosyal güvencesi olmadan, kimlik bilgilerini vermeden gelebilir. Burada anonim olarak testlerini yaptırıp enfeksiyonlar hakkında danışmanlık alabilirler. 0232 294 22 47 numaralı telefon üzerinden yine kimlik bilgisi verilmeden randevu alınabiliyor. Randevu saatinde merkeze geldiklerinde 20 dakikada testlerini yaptırıp danışmanlık almış oluyorlar. Merkezimizde, tıpkı hastanelerde de yapıldığı gibi ilk tanı testini yapıyoruz. Pozitif şüphesi duyulan danışanları, hastanelere yönlendiriyoruz. İleri tetkiklerle doğrulama aşaması ve tedavi süreci danışanın seçtiği hastaneler tarafından takip ediliyor” dedi. Danışanın anonim olması dolayısıyla ilk tanı testi sonuçlarının herhangi bir sağlık sisteminde yer almadığını belirten Baştürk, “Danışanın testi negatif de olsa pozitif de olsa kimlik bilgileri yer almıyor. İlk tanı testi negatif çıkan danışana pozitif olmamak için neler yapılması gerektiğini, korunma yöntemlerini anlatıyoruz. Pozitif şüphesi var ise danışanı hastanelere yönlendiriyoruz ve seçtiği hastanede doğrulaması yapılarak tedavisine başlatılıyor. Kendinden şüphe duyan herkesi HIV, hepatit C, hepatit B ve sifiliz testi yaptırmaya davet ediyoruz” diye konuştu. Göçmenlerin de merkezde test yaptırdığını kaydeden Baştürk, göçmen danışanları bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönlendirdiklerini sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.