Hava Durumu

#Kuraklık

Haberler Güncel Haber Gündem Haberler | habergüncel.com.tr - Kuraklık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kuraklık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Malatya Kuluncak’ın yıllardır süren su sorunu çözülüyor Haber

Malatya Kuluncak’ın yıllardır süren su sorunu çözülüyor

MASKİ Genel Müdürlüğü, Sivas Sarıca’dan getirilen içme suyuyla Kuluncak ve çevre mahallelerin su sıkıntısını giderecek kapsamlı altyapı yatırımını hayata geçirdi. Mahalle muhtarları çalışmadan duydukları memnuniyeti dile getirdi. MALATYA (İGFA) - Malatya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ), Kuluncak İlçesi’nin uzun yıllardır devam eden su sorununu çözmek için yürüttüğü büyük altyapı çalışmasını tamamladı. Sivas Sarıca’dan getirilen su için 38 bin metre uzunluğunda isale hattı inşa edilirken, ilçenin artık kesintisiz ve güvenli içme suyuna kavuşması hedefleniyor. Alvar, Bıcır, Sofular ve Sarıca mahalle muhtarları, çalışmanın bölge için tarihi nitelikte olduğunu belirterek Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’e teşekkür etti. Alvar Mahalle Muhtarı Abbas Dinç, çalışmanın kuraklık nedeniyle artan su sıkıntısını ortadan kaldıracağını belirterek, “İçme suyumuz hazır su kıvamında. Sofular ve Bıcır mahallelerimiz su bolluğuna yeniden kavuşacak. Bu, Kuluncak için asrın projesi oldu.” dedi. Bıcır Mahalle Muhtarı Hasan Özer, yürütülen altyapı işinin büyüklüğüne dikkat çekerek, “Şu anda şişe suyu kalitesinde suya kavuşmuş durumdayız. Başkanımız Sami Er'e çok teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Sofular Mahalle Muhtarı Murat Aktaş, yıllardır yaşanan su sıkıntısının bu yatırımla sona ereceğini belirterek, “Başkanımız her zaman yanımızdaydı, kendisine teşekkür ediyoruz.” dedi. Sarıca (Gürün) Mahallesi Muhtarı Tekin Boyraz ise projenin yaklaşık 10 bin nüfusu besleyecek kapasitede olduğunu belirterek, “Büyükşehir bütçesine rağmen bu çapta bir yatırımın yapılması takdire şayan. Ekipler bir yıldır aralıksız sahadaydı.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz... Türkiye alan değil, veren el konuma geldi Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz... Türkiye alan değil, veren el konuma geldi

Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi, insani yardımlar, savunma sanayii ve gençlere yönelik mesajlar verdi. ANKARA (İGFA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Türkiye ekonomisinin 21 çeyrektir kesintisiz büyüme trendini sürdürdüğünü belirterek, 2025’in üçüncü çeyreğinde büyümenin yüzde 3,7 olarak gerçekleştiğini açıkladı. Erdoğan, Türkiye’nin bu oranla OECD’de 4’üncü, G20’de 5’inci sırada yer aldığını ifade etti. Yıllık millî gelirin 1,5 trilyon doları aştığını söyledi. Tarımda don ve kuraklık nedeniyle yaşanan küçülmeye de değinen Erdoğan, “İnşallah bu yıl yağışların bereketiyle sektör toparlanacak” dedi. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışın üretime dair umutları güçlendirdiğini belirtti. “TÜRKİYE ALAN EL DEĞİL, VEREN EL KONUMUNA GELDİ” Erdoğan, Türkiye’nin son 23 yılda insani yardım alanında büyük bir dönüşüm yaşadığını belirterek, Gazze’ye 103 bin tonu aşan insani yardım gönderen en büyük ülkelerden biri olduklarını hatırlattı. Sudan’daki insani krize de en fazla hassasiyet gösteren ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, AFAD, Kızılay ve diğer yardım kuruluşlarının sahada seferberlik içinde çalıştığını söyledi. https://twitter.com/iletisim/status/1996157879707922732 “Büyük ülke olmak gereğini içeride ve dışarıda yerine getirmeye devam edeceğiz.” dedi. KIZILELMA’DAN İLK GÖRÜŞ ÖTESİ HAVA-HAVA BAŞARI Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiine ilişkin açıklamasında, KIZILELMA insansız savaş uçağının, MURAD radarından alınan verilerle tespit edilen bir hedefi GÖKDOĞAN füzesiyle havadan havaya tam isabetle vurduğunu duyurdu. “KIZILELMA, görüş ötesi hava hedefi vurabilen ilk insansız savaş uçağı oldu.” diyen Erdoğan, projede emeği geçen tüm kurumlara teşekkür etti. “GENÇLER, SANAL KIŞKIRTMALARA ALDANMAYIN” Gençlere seslenen Erdoğan, sosyal medya üzerinden yayılan provokatif içeriklere dikkat çekti. Yayınların bir kısmının yurtdışından yönlendirildiğini belirterek, “Sizi kamplaştırmaya çalışan bu odaklara prim vermeyin.” çağrısında bulundu. Mevcut sorunları aşacaklarını vurgulayan Erdoğan, “Ekonomiyi büyüteceğiz, huzuru ve güvenliği büyüteceğiz. 86 milyon bir olursak aşamayacağımız engel yok.” diyerek ekledi: “İnanıyorsanız üstünsünüz; zafer sizindir. Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz.”

MÜSİAD Bursa’dan sanayiciye esneklik çağrısı Haber

MÜSİAD Bursa’dan sanayiciye esneklik çağrısı

Bursa'nın sanayi altyapısına odaklanan MÜSİAD Bursa Şubesi, sanayicilerin gündemini incelemek için üretim üslerine ziyaretlerine devam etti. Kestel OSB ve Barakfakih OSB'de yapılan toplantılarda, arsa tahsis süreleri, ek süre maliyetleri ve sanayinin su ihtiyacı önemli konular arasında yer aldı. BURSA (İGFA) - MÜSİAD Bursa Şube Başkanı Alparslan Şenocak ve yönetim kurulu üyeleri Kestel Organize Sanayi Bölgesi (Kestel OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hısımcıl ve Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi (BOSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akyıldız’ı ziyaret etti. Görüşmelerde Bursa sanayisinin mevcut durumu, üretim sahalarındaki sorunlar ve OSB mevzuatındaki son değişiklikler ele alındı. Ziyaretlerde, OSB Uygulama Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle tahsisli parsellerdeki yapı ruhsatı ve üretim başlangıç sürelerinin sona ermesi, ek süre taleplerinin ücrete tabi olması ve 2025 yılı sonuna kadar başvuru zorunluluğu getirilmesi ana gündem maddeleri oldu. Başkan Alparslan Şenocak, Kestel OSB Başkanı Cem Hısımcıl ile yapılan görüşmede düzenlemenin yatırım disiplinini sağlama açısından doğru olduğunu fakat zamanlamanın sanayiciyi zorladığını ifade etti. Şenocak değerlendirmesinde “Devletimizin yatırım yapılmayan parsellerin ekonomiye kazandırılması yönündeki iradesi ve düzenlemenin mantığını doğru buluyoruz. Ancak sanayicimiz şu an zorlu bir virajdan geçiyor. Yüksek faiz oranları, finansmana erişimdeki kısıtlamalar ve küresel pazarlardaki daralma, yeni yatırım kararlarını ötelemeye neden oluyor. Sanayicimiz yatırım yapmak, istihdam sağlamak istiyor; ancak bugünkü maliyetlerle inşaata başlamak veya tesisi tamamlamak büyük bir finansman yükü getiriyor.” şeklinde konuştu. “EK HARÇ TALEBİ EKSTRA ZORLUK YARATIYOR” ‘Ek süre için harç/bedel ödenmesi’nin ve sürelerin daraltılmasının hali hazırda nakit akışını yönetmeye çalışan üreticilerin üzerinde ekstra bir yük oluşturduğunu belirten Başkan Şenocak “Sanayicimize daha fazla esneklik sunulması veya finansman modelleriyle desteklenmesi, üretimin sürdürülebilirliği açısından son derece önemlidir.” dedi. CEM HISIMCIL: “ÖNCELİĞİMİZ ÜRETİMİN SÜREKLİLİĞİDİR” Kestel OSB Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hısımcıl, yapılan ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek sanayicilerin yanında olduklarını ifade etti. Alparslan Şenocak’ın değerlendirmelerine katıldıklarını belirten Hısımcıl, “Bölge yönetimi olarak hiçbir zaman amacımız parsel iptali olmadı; esas önceliğimiz fabrikaların çalışmasıydı. Sanayicimizin mevcut ekonomik ve üretim koşullarının farkındayız. Yeni yönetmelik uygulamalarımızı sanayicimizin üretim coşkusunu azaltmadan yürüteceğiz. Amacımız, sanayicimizin hak kaybına uğramadan üretime ve istihdama katkıda bulunmaya devam etmesidir” dedi. ERDOĞAN AKYILDIZ:“SANAYİDE SU ARZINI GÜVEN ALTINA ALIYORUZ” Barakfakih OSB (BOSAB) ziyaretinde ise gündem, iklim krizi ve sanayinin suya erişimiydi. BOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akyıldız, sanayicinin temel ihtiyaçlarından olan proses suyu konusunda yürüttükleri stratejik projeler hakkında MÜSİAD heyetine bilgi verdi. Başkan Akyıldız sanayicinin üretim çarklarının dönmesi açısından suyun önemine dikkat çekerek, “Yaşanan kuraklık ve baraj seviyelerindeki düşüşler sanayicimiz için su arzında dönemsel riskler oluşturabiliyor. Bu riski ortadan kaldırmak için DSİ onayıyla başlattığımız ilave proses suyu hattı projemizde sona yaklaşıyoruz. İhale sürecini tamamladığımız ve sahada hızla devam eden çalışmaları 2026 yılı Nisan ayında tamamlayacağız. Yeşil Çevre Arıtma Kooperatifi ile yürüttüğümüz ‘Proses Suyu Geri Kazanım’ projesi sayesinde arıtılan suyu sanayiye kazandırarak yeraltı su kaynaklarımızı koruyacağız ve tarım sulamasına daha fazla pay ayıracağız.” ifadelerini kullandı. “BOSAB’IN VİZYONER ADIMLARI BURSA İÇİN UMUT VERİCİ” BOSAB yönetiminin su arzı konusundaki vizyonunu takdir ettiklerini belirten MÜSİAD Bursa Başkanı Alparslan Şenocak, sanayide kaynak verimliliğinin önemine dikkat çekti. Şenocak, “Su güvenliği, sanayi üretiminde en az enerji güvenliği kadar stratejik öneme sahiptir. İklim krizinin etkilerinin görüldüğü bugünlerde BOSAB’ın temiz su hattı yatırımı ve atık suyun geri kazanımı konusundaki yaklaşımı, Bursa sanayisinin sürdürülebilirliği adına umut vericidir. Özellikle arıtılmış suyun prosese dahil edilmesi projesi, ‘Yeşil OSB’ ve ‘Döngüsel Ekonomi’ hedeflerimizle örtüşen, diğer bölgelerimize model teşkil edebilecek bir çalışmadır. Sanayicimizin üretim güvenliğini sağlamaya yönelik bu projeler için Erdoğan Başkanımızı ve yönetimini tebrik ediyorum.” değerlendirmesi yaptı.

Sapanca Gölü rahat bir nefes alacak! Haber

Sapanca Gölü rahat bir nefes alacak!

Sakarya’nın su geleceğini koruyacak olan Ballıkaya Barajı’nın isale hattı için beklenen gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ının Başkan Alemdar ile gerçekleştirdiği birebir görüşmenin ardından verdiği talimatla hızlanan süreç kapsamında ihale tarihi 2 Aralık Salı günü olarak açıklandı. SAKARYA (İGFA) -Sakarya’nın su geleceğinin teminatı olacak ve Sapanca Gölü’nün ekosistemini koruma altına alacak 189 milyon metreküpsu temini sağlanabilecekBallıkaya Barajı’nın isale hattı için beklenen gelişme yaşandı. ALEMDAR’IN GİRİŞİMLERİ SONUÇ VERDİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Eylül ayında Dolmabahçe’de gerçekleştirilen birebir görüşmede Alemdar, şehrin su kaynaklarının kuraklık karşısındaki durumu ve alternatif kaynakların Sakarya için öneminden bahsetmişti. Uzun yıllardır beklenen proje Başkan Alemdar’ın girişimleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatları ile kısa süredeihale aşamasına geldi. Başkan Alemdar, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 3 metre çapında ve 45 kilometre uzunluğundaki isale hattının yapımı için 2 Aralık Salı günü ihalenin gerçekleştirileceğini müjdeledi. Böylelikle toplam uzunluğu 92 kilometre olacak isale hattının,ilk etabı için saha çalışmaları ihale sürecinin hemen ardından başlayacak. Bu projenin tamamlanmasıyla birlikte şehrin içme suyu için Sapanca Gölü’nden temin edilen su miktarının ciddi oranda azalacağını ve şehrin doğal cennetinin nefes alacağını söyledi. “BALLIKAYA BARAJI SAPANCA GÖLÜ’NE NEFES OLACAK” Başkan Alemdar, “Şehrimizi, beklenen bir yatırımla daha buluşturuyoruz. Kuraklık ve aşırı tüketim nedeniyle geleceğinden endişe ettiğimiz su kaynaklarımız ve şehrimizin göz bebeği Sapanca Gölümüze alternatif olacak Ballıkaya Barajı isale hattı için ihale süreci başladı. Baraj sayesinde, Sapanca Gölü’nden alınan içme su oranında ciddi bir düşüş yaşanacak. Böylelikle her geçen gün çekilme yaşayan Sapanca Gölü tam anlamıyla nefes alacak” dedi. Başkan Alemdar, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede şehrimizin su kaynakları ve gelecek ihtiyaçları için duyduğum endişeyi dile getirdim. Sakarya’ya duyduğu yakın ilgi ile Ballıkaya Barajı için hemen harekete geçilmesi talimatını veren Cumhurbaşkanımızın sayesinde süreç kısa sürede ihale aşamasına geldi. Böylelikle Sakarya’nın bugün ve yarınlarına hizmet edecek bir eser daha kazandırıyoruz. Vatandaşa hizmet için bizlerin her zaman yanında olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hemşerilerim ve şahsım adına şükranlarımı arz ederim. Genel Başkan Yardımcımız Ali İhsan Yavuz’a, TBMM KEFEK Başkanımız Çiğdem Erdoğan’a, milletvekillerimize, il başkanımıza destekleri için teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Bursa'da barajlardan sevindirici haber... İkinci duyuruya kadar su kesintileri uygulanmayacak! Haber

Bursa'da barajlardan sevindirici haber... İkinci duyuruya kadar su kesintileri uygulanmayacak!

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, geçtiğimiz günlerde etkili olan yağışların barajlardaki doluluk oranını artırması sonucunda planlı su kesintilerinin ikinci bir duyuruya kadar uygulanmayacağını açıkladı. BURSA (İGFA) - İklim değişikliğine bağlı kuraklık nedeniyle barajlardaki doluluk oranlarının kritik seviyelere düşmesi sonucu başlatılan planlı su kesintileri, son yağışlarla birlikte geçici olarak durdurulmuştu. 28-29-30 Ekim tarihlerinde su kesintisi yapılmayacağını daha önce duyuran Başkan Mustafa Bozbey, yapılan son değerlendirmeler doğrultusunda bu kararın uzatıldığını belirtti. “KENTİMİZDE ETKİLİ OLAN YAĞIŞLAR BARAJ DOLULUK ORANLARINI ARTIRDI” Bilinçli su tüketiminin önemini bir kez daha hatırlatan Başkan Bozbey, planlı su kesintilerine gösterdikleri duyarlılıktan dolayı Bursalılara teşekkür etti. Son günlerde etkili olan yağışların baraj doluluk oranlarını önemli ölçüde artırdığını açıklayan Başkan Bozbey, "Bu olumlu gelişme sayesinde 28-29-30 Ekim tarihleri için planlı su kesintilerini kaldırmıştık. Bugün yaptığımız değerlendirme sonucunda da yağışların bu şekilde devam etmesi halinde ikinci bir duyuruya kadar su kesintilerini uygulamama kararı aldık. Ancak kentimizin su tüketimi, yağışların seyri ve hemşehrilerimizin tasarruf konusundaki duyarlılığı yakından takip edilmeye devam edilecek. Su tüketimi konusunda duyarlı davranan tüm hemşehrilerime bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Ekolojik Tehdit Raporu 2025: Aşırı yağış-kuraklık döngüleri yeni çatışma katalizörü Haber

Ekolojik Tehdit Raporu 2025: Aşırı yağış-kuraklık döngüleri yeni çatışma katalizörü

Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP) tarafından yayımlanan Ekolojik Tehdit Raporu'na göre, dünya genelinde yağış dağılımlarının değişmesi çatışma riskini artırıyor. Dünyadaki her dört kişiden biri mevsimsellikte orta ila yüksek düzeyde artış yaşayan bölgelerde yaşıyor. Özellikle Sahra Altı Afrika'da hızlı nüfus artışı ve azalan su kaynakları tarımsal stresi tetiklerken, küresel su paylaşımı da raporda kritik bir konu olarak öne çıktı. ACCESS Newswire / LONDRA, BİRLEŞİK KRALLIK (İGFA) - Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP) tarafından yayımlanan yeni araştırma, değişen yağış modellerinin dünya genelinde çatışma risklerini önemli ölçüde artırdığını ortaya koyuyor. Bugün açıklanan Ekolojik Tehdit Raporu 2025 (ETR), yağışların yıl içinde daha az aya yoğunlaştığı bölgelerde, daha dengeli dağıldığı bölgelere kıyasla çatışma kaynaklı ölüm oranlarının belirgin şekilde daha yüksek olduğunu ortaya koydu. TEMEL BULGULAR • Yağışlı ve kurak mevsimlerin giderek daha aşırı hale geldiği bölgelerde, çatışmaya bağlı ölümler diğer bölgelere göre ortalama 4 kat daha fazla. • 2024 yılında, 163 ülkede doğal afetler 45 milyon kısa vadeli iç göçe yol açarak, 2008'den bu yana kaydedilen en yüksek sayıya ulaştı. • Amazon’un batı kesimlerini de içeren Batı Brezilya, dünyadaki en keskin ekolojik tehdit artışlarından birini yaşadı. Bölgedeki sıcaklıklar küresel ortalamanın iki katı hızla artarken, bu durum kuraklık ve orman yangınlarını tetikledi. • Sahra Altı Afrika, dünyanın en ciddi ekolojik baskılarını yaşıyor; Nijer, en kötü ETR skoruna sahip ülke olarak öne çıktı. • Orta ve Batı Avrupa, 2019’daki olağandışı kurak iklim koşullarının ardından genel olarak normale dönüşü temsil eden önemli iyileşmeler kaydetti. • Su savaşlarına dair endişelere rağmen, modern çağda sadece su nedeniyle çıkan devletler arası bir savaş yaşanmadı. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, en az 157 uluslararası tatlı su antlaşması imzalandı ve bu antlaşmalar ülkeler arası iş birliği için örnek teşkil ediyor. • Bu yaklaşım, nükleer caydırıcılık modeline benzetiliyor: her iki durumda da, yıkım tehdidi pragmatik iş birliğini teşvik ediyor. Su tedarikinin yok olması, toplumsal çöküşü beraberinde getirebilir. Yaklaşık 2 milyar insana denk gelen her 4 kişiden 1'i mevsimsellikte orta ila ciddi düzeyde artış görülen bölgelerde yaşıyor. Yağışlı mevsimler daha kısa ve yoğun hale gelirken, kurak dönemler daha uzun ve şiddetli oluyor. Bu değişimler, tarımsal döngüleri bozuyor ve geçimini mevsimsel yağışlara dayandıran milyarlarca insan için belirsizliği artırıyor. ETR, 172 ülke ve bölgedeki 3 bin 125 alt-bölgeyi kapsıyor ve dünya nüfusunun %99’undan fazlasını temsil ediyor. 2019–2024 arasında 96 ülkede skorlar kötüleşirken, 74 ülkede iyileşme kaydedildi. SAHRA ALTI AFRİKA ÇOKLU KIRILMA NOKTALARINA YAKLAŞIYOR Sahra Altı Afrika’da çatışma riski, mevsimsellikteki artışın hızlı nüfus büyümesiyle birleşmesi durumunda keskin şekilde yükseliyor. Belirsiz yağışlar tarımsal stresi tetiklerken, demografik baskılarla birleştiğinde toprak, su ve gıda üzerindeki rekabet hızla yoğunlaşıyor. Zayıf yönetişim ve çözülememiş toplumsal kırgınlıkların olduğu bölgelerde bu bileşim patlamaya hazır bir karışım haline geliyor. Doğu Afrika’daki Karamoja Kümesi bu durumu örnekliyor. Toplam yağış nispeten sabit kalsa da zamanlaması daha öngörülemez hale geldi; bu da hem kuraklık hem taşkın risklerini artırarak daha fazla çatışmaya yol açtı. Ekili arazilerin yalnızca %2’sinin sulandığı bölgede (küresel ortalama %20), topluluklar bu şoklara son derece açık durumda. 2019’dan bu yana artan yağış mevsimselliği, yıllar süren görece barışın ardından pastoralist şiddetinde yeniden yükselişle çakıştı. Raporla ilgili değerlendirmede bulunan Ekonomi ve Barış Enstitüsünün Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Steve Killelea AM, “Yağış mevsimselliği giderek güçlü bir çatışma katalizörüne dönüşüyor. Yağışlar az sayıda aya yoğunlaştıkça, çatışma kaynaklı ölümler keskin biçimde artıyor. Sahra Altı Afrika’da hızlı nüfus artışı bu etkiyi büyütüyor ve öngörülemez mevsimleri toprak, su ve gıda için rekabete dönüştürüyor. Sorun su kıtlığı değil; onu yakalayamamak ve dağıtamamak. Sahra Altı Afrika’daki tarım arazilerinin yalnızca yüzde 2’si sulanıyor; bu oran küresel ortalamada yüzde 20” diye konuştu. SU EŞİTSİZLİĞİ VE ALTYAPI AÇIĞI Dünyanın yenilenebilir tatlı su kaynakları sınırlı ve giderek daha eşitsiz dağılıyor. 295 alt-bölge çok yüksek su riski, 780 alt-bölge ise yüksek su riski altında; bu da yaklaşık 1,9 milyar insanı etkiliyor. Yüksek gelirli ülkeler 2000 yılından bu yana kişi başına su kullanımını yaklaşık üçte bir oranında azaltırken; düşük gelirli ülkelerde nüfus artışı, toplam su çekimini artırıyor ve kişi başına düşen su miktarını düşürüyor. Sahra Altı Afrika’daki kişi başına su kullanımı, 2000’deki 113 metreküpten 2022’de 89 metreküpe gerileyerek küresel ortalamanın beşte birinin altına düştü. Sonuç: sınırlı su kaynakları üzerindeki baskı artarken, çiftlikler, sanayi ve haneler arasındaki rekabet yoğunlaşıyor ve çatışma riski büyüyor. Sahra Altı Afrika, dünyanın en düşük sulama oranlarına sahip bölge. 34 milyon hektarlık araziyi sulamak, bölgenin yıllık yenilenebilir su kaynaklarının yalnızca %6’sını gerektiriyor. Bu konuda değerlendirmede bulunan Steve Killelea, “COP30, sürdürülebilirlik ve barış için temel teşkil eden iklime dayanıklı su sistemlerine yatırım önceliği vermelidir. Nasıl nükleer antlaşmalar yok oluş riskini azalttıysa, su konusunda uluslararası iş birliği de ekolojik çöküş riskini azaltabilir. Her iki örnek de hayatta kalmanın üstünlükten çok ortak sorumluluğa bağlı olduğunu gösteriyor.” dedi. DEVLETLERARASI SU İŞ BİRLİĞİ Popüler söylemler, özellikle sınır aşan nehir ve göl havzalarında yaklaşan “su savaşları”na dikkat çekmişti. Ancak ETR verileri bunun doğru olmadığını gösteriyor. Paylaşılan nehirler üzerinde anlaşmazlıklar yaşansa da modern çağda su yüzünden çıkmış bir savaş yok. Bu durum, başarılı devletlerarası su iş birliği modellerinin önemini artırıyor. Çatışmaların arttığı bir çağda, devletlerin neden su paylaşımı konusunda bu kadar başarılı olduklarını anlamak, gelecekteki çatışmaların önlenmesi için yol haritası sunabilir. Hindistan ve Pakistan’ın paylaştığı İndus Nehri Havzası, buna örnek teşkil ediyor. Siyasi gerilimlere, askerî tansiyona ve tekrarlayan krizlere rağmen, su paylaşımı sürüyor. Su anlaşmaları, ülkeleri kısa vadeli politik çekişmelerin ötesine bakmaya, uzun vadeli ortak çıkarlara yönelmeye teşvik ediyor. BÖLGESEL ANALİZ Sahra Altı Afrika hâlâ dünyanın en şiddetli ekolojik baskılarını yaşıyor. Ancak Lesotho, Ruanda, Eritre ve Esvatini gibi bazı güney ve doğu Afrika ülkeleri, yağış koşullarındaki iyileşmeyle son beş yılda su risklerinde belirgin azalma kaydetti. Buna karşılık, Tunus, Fas ve Cezayir gibi kuzeybatı Afrika ülkeleri, aynı dönemde ETR skorlarında en büyük bozulmayı yaşadı; 2019’daki olağandışı olumlu iklim koşulları, artan kuraklık ve sıcaklıklarla tersine döndü. Orta ve Batı Avrupa, 2019’daki aşırı kuraklığın ardından normale dönüşü temsil eden dikkat çekici iyileşmeler kaydetti. KAYNAK: Ekonomi ve Barış Enstitüsü

CHP’li Baran Yazgan’dan çeltik için araştırma önergesi Haber

CHP’li Baran Yazgan’dan çeltik için araştırma önergesi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, Edirne başta olmak üzere Trakya’daki çeltik üretimine ilişkin sorunların ve çözüm önerilerinin tespit edilmesi, vahşi sulama yönteminin etkileri ile alternatif sulama yöntemlerinin araştırılması, devlet desteklerinin gözden geçirilmesi için TBMM Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu. SÜLEYMAN BEZBAŞ EDİRNE (İGFA) - Ahmet Baran Yazgan, ayçiçeğinin ardından çeltik üretimini de TBMM gündemine taşıdı. Edirne’nin çeltik üretiminde başı çektiğini verilerle ortaya koyan ve çeltik üretiminin yaklaşık yüzde 40’ını Edirne’nin karşıladığını vurgulayan Yazgan, “Edirne’nin İpsala, Meriç ve Uzunköprü gibi ilçeleri özellikle verimli çeltik ovalarına sahiptir. Nitekim yalnızca İpsala ilçesi, tek başına Türkiye çeltik üretiminin yaklaşık yüzde 18,6’sını gerçekleştirmiştir. Bu veriler Edirne ve çevresinin çeltik tarımındaki kritik ağırlığını açıkça ortaya koymaktadır” dedi. ‘GIDA ARZ GÜVENLİĞİ’ VURGUSU Tüketim artışı, kuraklık ve ekim alanı daralması gibi etmenlerin ithalat ihtiyacı doğurduğunu kaydeden Yazgan, “Bu tablo, çeltik tarımında yaşanan sorunların milli gıda arz güvenliği açısından önemini ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı. Çeltik üretiminin uzun yıllardır vahşi sulama yöntemiyle yapıldığına dikkat çeken Yazgan, “Bu geleneksel yöntem, yüksek su tüketimi ile karakterizedir. Uzmanların belirttiğine göre 1 kilogram çeltik üretmek için en az 1000 ila 1200 litre su tüketilmektedir. Trakya bölgesinde sadece bir üretim sezonunda çeltik tarlalarını sulamak için gereken su miktarının en az 178 – 214 milyon metreküp civarında olduğu hesaplanmaktadır. Özellikle Meriç, Tunca ve Ergene nehirleri havzalarında çeltik tarımı suya yoğun şekilde bağımlıdır. Ancak iklim değişikliği, kuraklık ve su kaynaklarının giderek daralması, sulama yöntemlerinde değişim ihtiyacını gündeme getirmiştir” dedi ‘DESTEKLER HAYATİ ÖNEMDE’ Vahşi sulama dışındaki yöntemlerin de çeltik üretiminde kullanılabileceğine işaret eden Yazgan, şunları kaydetti: “İklim kriziyle birlikte su kıtlığı riski artarken, çeltik üretiminin sürdürülebilirliği için su verimliliği şart hale gelmiştir. Bu alanda daha kapsamlı araştırmalar yapılarak, damla sulama veya kontrollü sulama tekniklerinin yaygınlaştırılması için gereken adımlar belirlenmelidir. Vahşi sulamanın çevresel sonuçları ile modern yöntemlerin sağlayacağı çevresel faydalar bilimsel verilerle ortaya konulmalıdır. Öte yandan, çeltik üreticileri özellikle son birkaç yılda artan girdi maliyetlerinin baskısı altındadır. Tarımsal girdi fiyatlarındaki hızlı artış, üretim maliyetini ciddi ölçüde yükseltmiştir. Artan maliyetler ekim kararlarını da etkilemektedir. Bu zor koşullarda çiftçi destekleri hayati önem kazanmaktadır. Edirne ve Trakya’nın çeltik üretimindeki payı ve stratejik konumu dikkate alındığında, bölgedeki sorunların araştırılması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca devlet desteklerinin etkinliği ve ihtiyaçlar araştırılmalıdır. Fark ödemesi desteğinin artırılması, girdi desteklerinin enflasyon karşısında erimemesi için düzenli güncellenmesi önemlidir. Sonuç olarak, Edirne ve Trakya’daki çeltik üretiminin durumu sadece bölgesel bir tarımsal konu değil, Türkiye’nin gıda arz güvenliği ve su kaynaklarının yönetimiyle de yakından ilgilidir.”

İzmir'de İZSU’dan 9 aylık Z raporu Haber

İzmir'de İZSU’dan 9 aylık Z raporu

İzmir’de su ve altyapı yatırımları hız kazandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü 2025 yılının ilk 9 ayında 30 ilçede toplam 3 milyar 211 milyon liralık yatırım gerçekleştirdi. 248 kilometre uzunluğunda yeni içme suyu hattı döşenirken, 360 kilometre uzunluğunda içme suyu hattı yenilendi. İZMİR (İGFA) - “Sürdürülebilir İçme Suyu Yönetimi”, “İklim Değişikliğine Uyum ve Dirençli Altyapı”, “Çevreye Duyarlı Atık Su Yönetimi” çerçevelerinde çalışmalarını sürdüren İZSU, 2025 yılının ilk 9 ayında önemli yatırımlara imza attı. Küresel iklim krizi ve kuraklık tehdidinin en çok hissedildiği kentlerden biri olan İzmir’de, altyapı yatırımlarıyla su kaynaklarını koruma yolunda kritik adımlar atıldı. İZSU Genel Müdürlüğü, 9 ayda 3 milyar 211 milyon liralık yatırım yaptı. 248 kilometre yeni içme suyu hattı döşenirken, 360 kilometre uzunluğunda içme suyu hattı yenilendi. Böylelikle birçok noktaya sağlıklı içme suyu ulaştırılırken kayıp-kaçak oranı düşürüldü. Yeni içme suyu kaynakları tesis etme çalışmaları kapsamında 78 su kuyusu açıldı. Arıtma tesislerindeki büyük kapasite artışları, kuraklığa karşı alınan önlemler ve altyapı çalışmalarıyla İzmir’in geleceği güvence altına alınıyor. İZSU 2025 yılında Küçük Menderes Havzası’nda çevre kirliliğini önlemek ve havzayı korumak için ilçeye hizmet eden Torbalı İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nin kapasitesini yaklaşık 3 kat artırarak günde 21 bin metreküpten 57 bin metreküpe çıkardı. 450 milyon liralık yatırımla Torbalı’daki Ayrancılar–Yazıbaşı Atık Su Arıtma Tesisi’nin kapasite artış çalışmaları büyük oranda tamamlandı. Açılışı için gün sayılan tesiste günde 25 bin metreküp atık su arıtılacak. İzmir’in en büyük üçüncü arıtma tesisi Küçük Menderes Havzası’ndaki kirlilik riskinin ortadan kaldırılması açısından büyük önem taşıyor. TEMİZ KÖRFEZ İÇİN GÜÇLÜ ADIM Körfez’in yeniden nefes alması amacıyla yürütülen çalışmalar, 2025’te hız kazandı. Çiğli Arıtma Tesisi’nin dördüncü fazının inşaatı ile birlikte tesisin kapasitesi arttı. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin atık su arıtmada lideri olan İzmir’in arıtma altyapısı, körfez ekosisteminin korunmasında büyük rol oynuyor. Ayrıca Körfez tarama çalışmalarında da 9 ayda 400 bin metreküplük tarama yapıldı ve Körfez’in temizliğine yönelik büyük bir adım daha atıldı. BİRLEŞİK SİSTEM AYRIŞTIRILIYOR VE SU BASKINLARININ ÖNÜNE GEÇİLİYOR İzmir’in her noktasını modern altyapıya kavuşturmak için kesintisiz çalışan İZSU Genel Müdürlüğü, birleşik sistemle çalışan yağmur suyu ve atık su kanallarını ayrıştırma çalışmalarına da devam ediyor. Buca, Bornova, Konak, Karşıyaka, Bayraklı, Karabağlar, Çiğli ve Kemalpaşa’da devam eden çalışmalar kapsamında en çok taşkın problemi yaşanan muhtelif bölgelerde toplam 26 kilometre uzunluğunda yağmur suyu ve atık su hattı ayrıştırıldı. Devam eden çalışmalarla birlikte hem hatlardaki yük hafifletilerek Körfez’in temizliğine katkı sağlanacak hem de aşırı yağışlardaki su baskınlarının önüne geçilecek. İZSU Genel Müdürlüğü, hem öz kaynaklarıyla hem de Dünya Bankası kredileriyle yapacağı büyük altyapı yatırımlarının yanı sıra, metropol ilçelerde yer alan atık su hatlarının da yenilemeye devam ediyor. İlk 9 ayda 88 kilometre atık su hattı imalatı ile bakım-onarımı yapılırken, 921 kilometre uzunluğunda kanal hattı temizlendi. İZSU’nun yatırımları Dünya Bankası kredisi ile ihaleleri tamamlanan üç büyük yatırımla hız kazanacak. Yeni kent merkezi olarak öne çıkan Çınarlı, Ege, Umurbey, Adalet mahalleleri ve çevresi ile Konak-Karabağlar bölgesinde yapılacak olan yatırımlarla yüzbinlerce kişinin yaşadığı büyük bir bölgenin altyapı sorunu çözülecek. İZSU yetkilileri, raporda öne çıkan yatırımların yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin su hakkını da güvence altına almak için yapıldığını vurguladı. Kent genelinde yürütülen projeler, İzmir’i “iklim değişikliğine uyum sağlayan, sürdürülebilir ve çevre dostu bir şehir” konumuna taşımayı amaçlıyor. Kentin dört bir yanında eş zamanlı yürütülen projeler, İzmir’in gelecekte yaşanabilir, sağlıklı ve güvenli bir şehir olması için atılmış en güçlü adımlardan biri olacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.