Hava Durumu

#Sağlık Bakanlığı

Haberler Güncel Haber Gündem Haberler | habergüncel.com.tr - Sağlık Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Aile Sağlığı Merkezleri SOS veriyor Haber

Aile Sağlığı Merkezleri SOS veriyor

Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Mehlepçi, ikinci ve üçüncü basamaktaki randevu krizini çözemeyen Bakanlığın, bu sorunu da ASM’ler üzerinden kapatmaya çalıştığını söyledi. ANKARA (İGFA) - Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Mehlepçi Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan ebe, hekim ve hemşirelerin; iş yükünden, kendilerine sorulmadan ve haber verilmeden başlatılan uygulamalardan çok yorulduğunu, Aile Sağlığı Merkezlerinin artık SOS verdiğini söyledi. Dr. Ahmet Mehlepçi ikinci ve üçüncü basamaktaki randevu krizini çözemeyen Bakanlığın bu sorunu ASM’ler üzerinden kapatmaya çalıştığını açıkladı. Birlik ve Dayanışma Sendikası 3. Şube Başkanı Dr. Hacı Yusuf Eryazgan da 10 yıldır randevu krizinin sebebi olan Sağlık Bakanlığı’nın günah keçisi bulmaya çalıştığını belirterek, bunun son örneğinin Çanakkale’de yaşandığını açıkladı. Bakanlığın aile hekimlerinin randevularına müdahale ettiğini açıklayan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Mehlepçi Bakanlığın aylardır “Aile hekiminize randevusuz gidin.” diyerek, ASM çalışanlarının yıllardır emek vererek oluşturduğu randevu sistemini bozduğunu ifade etti. Dr. Ahmet Mehlepçi “Bakanlık, birinci basamak sağlık hizmetlerini yeterince tanımıyor; dahası, bunu öğrenme yönünde bir çaba da göstermiyor. Bizi dinlemiyor, bize sormuyor. “Yaptım oldu.” anlayışıyla uygulamaya koyuyor” dedi. “Yıllık iznimiz yok, hastalık iznimiz yok, ölüm ya da evlilik iznimiz yok. Daha bunları çözmeye fırsat bulamadan, bakanlık başka sorunları başımıza sarıyor: Ceza Yönetmeliği, Eziyet Yönetmeliği, Sigma Formülü… Artık vatandaşların bile bildiği, tanıdık konular haline geldi.” Diyen Dr. Mehlepçi, ASM çalışanlarının her geçen gün gittikçe bozulan motivasyonları, yorgunluk ve değersizlik hissi ile sadece baskı altında çalışmaktan yıldığını söyledi. Dolayısıyla işini yapmakta bu kadar demotive sağlık çalışanlarıyla, hastaya bütüncül yaklaşım kaybolduğunu, branştan branşa dolaşan hastaların çare bulamadığını, genel sağlık sisteminin bu tür uygulamalardan zarar gördüğünü anlatan Dr. Mehlepçi sözlerini şöyle sürdürdü: “Yılda ortalama 12,4 doktor başvuru sayısı ile dünya rekoruna giden ülkemizin istatistikleri ortada. İkinci ve üçüncü basamaktaki randevu krizini çözemeyen bakanlık, bu sorunu ASM’ler üzerinden kapatmaya çalışıyor. Oysa bebeklerin, çocukların, gebelerin izlemleri ve aşıları; aile planlaması hizmetleri bizim asli görevimizdir. Bütün gelişmiş ülkelerdeki aile hekimlikleri, halk hasta olmasın diye çalışır. Birinci basamakta poliklinik hizmeti, görev sıralamasında en son sırada yer alması gerekirken; bakanlığın sadece poliklinik hizmetini dayatması, randevu krizini çözemediği gibi daha da derinleştirecektir. Bu yaklaşım ne kabul edilebilir ne de sürdürülebilirdir…” Bakanlık Günah Keçisi Bulmaya Çalışıyor Birlik ve Dayanışma Sendikası 3. Şube Başkanı Dr. Hacı Yusuf Eryazgan da 10 yıldır randevu krizinin sebebi olan Sağlık Bakanlığı’nın günah keçisi bulmaya çalıştığını belirterek, bunun son örneğinin Çanakkale’de yaşandığını açıkladı. Çanakkale aile hekimlerine atılan bilgilendirme mesajına dikkat çeken Birlik ve Dayanışma Sendikası 3. Şube Başkanı Dr. Hacı Yusuf Eryazgan da mesajda aile hekimlerinin son 2 ay içerisinde Türkiye geneli sadece 6 saat gördüğü bir eğitimle 4 yıl uzmanlık eğitimi görmüş ciddiye uzmanları ile denk görüldüğünü söyledi. Bu mesajda cildiye uzmanlarına alınmış tüm randevuların aile hekimine yönlendirileceğinin yazıldığını anlatan Dr. Eryazgan “Yani bu mantıkla cildiye uzmanı olan tüm hekimlerin tıp fakültesi okurken gördükleri 1 aylık ortopedi stajı ile tüm ortopedi hastalarına bakmaları da normal! Akıl tutulması devam ediyor, hukuk bilim yok sayılıyor. 10 yıldır randevu krizinin sebebi olan Sağlık Bakanlığı günah keçisi bulmaya çalışıyor. Birlik Dayanışma Sendikası olarak bu uygulamaları kabul etmiyoruz. Hukuksuz bilimdışı uygulamalar yerine aile hekimlerinin ile aile sağlığı çalışanlarının sorunlarını görün meslek örgütlerini dinleyin diyoruz” çağrısında bulundu. Halkın sağlığını gözetmekten onur duyuyoruz Öte yandan Cumhuriyetin 102. Kuruluş yıldönümünü de kutlayan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Mehlepçi, “Cumhuriyetimizin 102. yılını gururla kutluyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyet, eşit yurttaşlık, özgürlük ve laiklik temelleri üzerine kurulmuştur. Biz sağlık emekçileri, bu değerleri koruyarak, halk sağlığını gözetmekten ve insan hayatına hizmet etmekten onur duyuyoruz. Cumhuriyet; bir ulusun ayağa kalkma iradesidir. Biz sağlık çalışanları, her gün görevimizin başında bu iradeyi yaşatıyoruz. 102 yıldır olduğu gibi bugün de halkın sağlığı için, Cumhuriyet’in aydınlık yolunda hizmet ediyoruz” diye konuştu.

CHP'li Pala: Hastalar randevu oluşturmakta zorlanıyor Haber

CHP'li Pala: Hastalar randevu oluşturmakta zorlanıyor

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, 2025 Tıpta Uzmanlık Eğitimi Girişi Sınavı (2025-TUS) ikinci dönem yerleştirme sonuçlarına ilişkin, "Sağlık Bakanlığı ve üniversiteler tarafından ilan edilen kontenjanlara bazı branşlarda bir yığılma varken, bazı branşlarda çok ciddi kontenjanların dolmadığı günlerle karşı karşıyayız." dedi. BURSA (İGFA) - CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, hastaların randevu oluşturmakta zorlandığını ve muayenelerin çok kısa sürdüğünü savundu. Ameliyat tarihi alınamadığını, bazı kentlerde yoğun bakımlarda yatak bulmanın imkansız olduğunu öne süren CHP'li Pala, bazı laboratuvar ve görüntüleme tetkikleri için 2026 yılına randevu verildiğini anlattı. Uzman hekim dağılımı ve planlamasıyla ilgili sorunlar olduğunu söyleyen Pala, "Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2025-TUS ikinci dönem yerleştirme sonuçları bize bunu çok net olarak gösteriyor. Aslında bu sorun, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın sağlık emek gücünü, planlamanın, yetiştirmenin ve istihdamın birbirini tamamlayan bir süreç olarak ele almamasından kaynaklanıyor. Sağlık Bakanlığı ve üniversiteler tarafından ilan edilen kontenjanlara bazı branşlarda bir yığılma varken, bazı branşlarda çok ciddi kontenjanların dolmadığı günlerle karşı karşıyayız." ifadelerini kullandı.

Ankara Keçiören’de İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi başladı Haber

Ankara Keçiören’de İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi başladı

Türkiye'nin en köklü ve kapsamlı iş sağlığı ve güvenliği buluşmalarından biri olan “12. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi ile Sergisi” Keçiören’de başladı. TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen kongre, 25 Ekim'e kadar ilçedeki Yunus Emre Kültür Merkezi'nde devam edecek. ANKARA (İGFA) - Kongrede, sektör uzmanları, akademisyenler ve mühendisler; iş kazalarını önleme, meslek hastalıkları ve yeni güvenlik teknolojileri gibi kritik konuları ele alacak. Ayrıca, sergi alanında sektördeki en yeni ekipman, teknoloji ve hizmetler katılımcılara tanıtılacak. “EV SAHİPLİĞİ YAPMAKTAN GURUR DUYUYORUZ” Kongreye ev sahibi olarak katılan Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Selçuk Karadağ, işçi sağlığı ve iş güvenliği için sivil toplum kuruluşlarına destek vermeye devam edeceklerini hatırlatarak Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özaslan’ın da bu alandaki çalışmaları desteklediğini söyledi. FARKINDALIĞIN ARTMASI GEREKTİĞİ VURGULANDI, SERGİ ZİYARETE AÇILDI TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, iş sağlığı ve güvenliğinin önemi üzerine yaptığı konuşmasında, bu alandaki farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı. TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise mühendislerin ve teknik uzmanların, iş güvenliği konusunda daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini belirterek, sektörün sürdürülebilirliği için iş sağlığı ve güvenliğine verilen önemin hayati olduğunu ifade etti. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap ise, meslek hastalıklarının önlenmesi ve sağlık çalışanlarının güvenliğinin artırılması adına önemli adımlar atılması gerektiğini dile getirdi. Protokol onuşmalarının ardından, iş güvenliği alanında faaliyet gösteren firmaların en yeni ekipmanlarını ve sundukları hizmetleri tanıttığı sergi alanı ziyarete açıldı ve Keçiören Belediyesi tarafından katılımcılara yemek ikramında bulunuldu. DİJİTAL DÖNÜŞÜM, İSİG VE KAMU UYGULAMALARI TARTIŞILDI Kongre, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki önemli başlıkları ele alan bir dizi oturumla başladı. İlk oturumda, ILO’nun İSG normlarına dair bilgiler verildi, iş güvenliği uzmanlarının görevlerindeki ihmalin taksir ya da kasıt olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışıldı. Ayrıca, asıl işveren-alt işveren ilişkilerinin İSİG üzerindeki etkileri masaya yatırıldı. İkinci oturumda dijital dönüşüm, yapay zekâ ve iş güvenliği konuları ele alındı. Katılımcılar, dijital teknolojilerin İSİG uygulamalarındaki fırsatlarını ve zorluklarını, ayrıca dijitalleşmenin emeğe etkisini dinledi. Üçüncü oturumda ise kimyasal riskler ve iş hijyeni üzerine bilgiler verildi. Kimyasal risklerin biyolojik monitörizasyonu, risk değerlendirmesi ve iş hijyeni ölçümleri üzerine sunumlar yapıldı. Son oturumda, kamu sektöründe İSİG uygulamaları gündeme geldi. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın iş güvenliği çalışmalarına dair bilgiler paylaşılırken, Mersin ilindeki kamu uygulamaları örneği üzerinden yaşanan sorunlar ele alındı. YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER TARTIŞILACAK 22-25 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenlenecek 12. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi, dünya ve Türkiye’deki değişimlerin yanı sıra İSİG’deki örgütlenme süreçlerini, dijitalleşmeyi, yapay zekâ uygulamalarını, esnek çalışma biçimlerini ve taşeronlaşma gibi önemli konuları masaya yatıracak. Kongrede, iş kazalarının sebepleri, meslek hastalıkları ve bu sorunlarla mücadeleye yönelik çözüm önerileri tartışılacak; aynı zamanda ulusal ve uluslararası dayanışma ile örgütlenmenin önemi vurgulanacak. Etkinlikte, esnek çalışma modellerinin İSİG üzerindeki etkileri, uzaktan çalışma ve çağrılı işlerin güvenliği gibi güncel meseleler de ele alınacak. Kongre süresince dijitalleşme ve yapay zekâ gibi yenilikçi uygulamalar ile sektörel iş güvenliği standartları, mevzuatlar ve risk değerlendirmesi üzerine bilgi ve deneyimler paylaşılacak.

İzmir Büyükşehir'den kimliksiz ve ücretsiz test hizmeti Haber

İzmir Büyükşehir'den kimliksiz ve ücretsiz test hizmeti

İzmir Büyükşehir Belediyesi, kimlik bilgisi paylaşımı olmadan ve sosyal güvence aranmadan ücretsiz olarak HIV, Hepatit C, Hepatit B ve sifiliz (frengi) testi yaparak önemli bir sağlık hizmeti sunuyor. Sağlık Bakanlığı iş birliği ile başlatılan çalışma kapsamında, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar hakkında danışmanlık hizmeti de veriliyor. İZMİR (İGFA) - Konak Kemeraltı bölgesinde yer alan İzmir Büyükşehir Belediyesi Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi; HIV, Hepatit C, Hepatit B ve sifiliz testlerini ücretsiz olarak yapıyor. Gizlilik esasıyla çalışan merkezde, danışanların kimlik bilgileri alınmıyor ve herhangi bir sosyal güvence de aranmıyor. Parmak ucundan alınan bir damla kan ile yapılan testin sonucu, yaklaşık 20 dakika içinde kişiye bildiriliyor. İlk tanı testi sonucuna göre pozitif şüphesi duyulan hasta, hastanelere yönlendiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında yürütülen çalışma, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar hakkında danışmanlık hizmetini de kapsıyor. Uzman sağlık personelinin verdiği danışmanlık hizmeti, testi yaptıran kişilerin sorularını yanıtlayarak erken teşhis ve tedavi sürecine destek oluyor. Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi ile ilgili detaylı bilgi ve randevu almak için 0232 294 22 47 numaralı telefon aranabiliyor. 20 DAKİKADA SONUÇ ALINIYOR İzmir Büyükşehir Belediyesi Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi’nde danışman olarak görev yapan Derya Baştürk, “Kendini risk altında gören danışanlar, bu merkeze hiçbir sosyal güvencesi olmadan, kimlik bilgilerini vermeden gelebilir. Burada anonim olarak testlerini yaptırıp enfeksiyonlar hakkında danışmanlık alabilirler. 0232 294 22 47 numaralı telefon üzerinden yine kimlik bilgisi verilmeden randevu alınabiliyor. Randevu saatinde merkeze geldiklerinde 20 dakikada testlerini yaptırıp danışmanlık almış oluyorlar. Merkezimizde, tıpkı hastanelerde de yapıldığı gibi ilk tanı testini yapıyoruz. Pozitif şüphesi duyulan danışanları, hastanelere yönlendiriyoruz. İleri tetkiklerle doğrulama aşaması ve tedavi süreci danışanın seçtiği hastaneler tarafından takip ediliyor” dedi. Danışanın anonim olması dolayısıyla ilk tanı testi sonuçlarının herhangi bir sağlık sisteminde yer almadığını belirten Baştürk, “Danışanın testi negatif de olsa pozitif de olsa kimlik bilgileri yer almıyor. İlk tanı testi negatif çıkan danışana pozitif olmamak için neler yapılması gerektiğini, korunma yöntemlerini anlatıyoruz. Pozitif şüphesi var ise danışanı hastanelere yönlendiriyoruz ve seçtiği hastanede doğrulaması yapılarak tedavisine başlatılıyor. Kendinden şüphe duyan herkesi HIV, hepatit C, hepatit B ve sifiliz testi yaptırmaya davet ediyoruz” diye konuştu. Göçmenlerin de merkezde test yaptırdığını kaydeden Baştürk, göçmen danışanları bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönlendirdiklerini sözlerine ekledi.

Muharip personele tıbbi görev... Kritik müdahalelere yeni yönetmelik Haber

Muharip personele tıbbi görev... Kritik müdahalelere yeni yönetmelik

Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma, Sahil Güvenlik ve Polis Özel Harekât birimlerinde görev yapan sağlık meslek mensubu olmayan personele, sağlık personeli yokluğunda belirli acil tıbbi müdahaleleri yapma yetkisi verildi. Bugünkü Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelikle birlikte, bu personelin görev süresiyle sınırlı olmak üzere hayat kurtarıcı müdahalelerde bulunmasının önü açıldı. ANKARA (İGFA) - İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın ortak imzasıyla yayımlanan yönetmelik, operasyonel sahada görev yapan ancak sağlık meslek mensubu olmayan personelin, sağlık hizmetine ulaşılıncaya kadar yetkili kılındığı acil tıbbi müdahaleleri ve bu yetkilendirmeye ilişkin eğitim süreçlerini düzenledi. Yeni düzenlemeyle birlikte, özel eğitimden geçen personel artık olay yerinde; CPR uygulamak, kanamayı durdurmak, açık göğüs yaralanmalarına müdahale etmek, intravenöz girişimlerde bulunmak, bazı ilaç ve sıvıları uygulamak gibi çok sayıda müdahaleyi gerçekleştirebilecek. Yetkilendirme sadece görev süresi ve görevle sınırlı olacak ve tüm uygulamalar belirlenen sağlık protokolleri çerçevesinde yürütülecek. 5 YILDA BİR TAZELEME EĞİTİMİ ŞART Yönetmelik kapsamında görevlendirilecek personele, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kurumlar tarafından 260 saatlik teorik ve pratik eğitim, ardından savaş ortamının simülasyonu yapılan merkezlerde 60 saatlik uygulamalı eğitim verilecek. Eğitimlerini başarıyla tamamlayanlara yetki belgesi düzenlenecek. Bu belge 5 yıl süreyle geçerli olacak ve süresi dolan personel tazeleme eğitimine tabi tutulacak. 2016 YÖNETMELİĞİ YÜRÜRLÜKTEN KALKTI Yeni yönetmelikle birlikte, 22 Mart 2016 tarihinde yürürlüğe giren eski yönetmelik de resmen yürürlükten kaldırıldı. Böylece hem yetkiler hem de eğitim içerikleri güncellenerek sahadaki ihtiyaçlara daha uygun bir çerçeve oluşturulmuş oldu. Söz konusu yönetmeliğin detaylarına ulaşmak için tıklayabilirsiniz

Cumhurbaşkanlığı'na yeni daire başkanlığı kuruldu Haber

Cumhurbaşkanlığı'na yeni daire başkanlığı kuruldu

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde, Acil Durumlar ve Savunma Planlaması Dairesi Başkanlığının kurulmasına ilişkin kararname bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. ANKARA (İGFA) - Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Acil Durumlar ve Savunma Planlaması Dairesi Başkanlığı kuruldu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla bugün Resmi Gazete'de yayımlanan kararnameye göre, Başkanlık, bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşları afet ve acil durumlara, sivil savunmaya, seferberlik ve savaş hali hazırlıklarına ilişkin iş ve işlemlerinin yürütülmesini takip ve koordine edecek. Afet ve acil durumlara ilişkin ilgili bakanlıkları Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi'nde temsil edecek olan Başkanlık, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca talep edilen imkan ve kabiliyetlerin yönlendirilmesi ile ilgili bakanlıkların sorumluluğundaki iş ve işlemlerin yerine getirilmesini sağlayacak. Acil Durumlar ve Savunma Planlaması Dairesi Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı ile afet ve acil durum yönetim merkezlerine gerekli bilgi akışını sağlayacak, bakanlar tarafından verilen görevleri yerine getirecek. İletişim Başkanlığı'ndan aktarılan habere göre kararnameyle, Başkanlığa verilen görev kapsamında Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyelerinde merkez teşkilatlarında "Acil Durumlar ve Savunma Planlaması Dairesi Başkanı" kadroları ihdas edildi. Söz konusu kararnameye ulaşmak için tıklayabilirsiniz

Tütünle mücadelede standartlar yükseldi! Sigara bırakma birimlerinde yeni dönem Haber

Tütünle mücadelede standartlar yükseldi! Sigara bırakma birimlerinde yeni dönem

Tütün Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Birimleri Hakkındaki Yönetmelik'te değişikliğe giden Sağlık Bakanlığı, yeni yönetmelikle; birimlerin kuruluşu, personel ve ekipman standartlarını daha etkili hale getirmeyi amaçlarken, eğitim süreci ve kurulum izinleri de yenilendi. ANKARA (İGFA) - Sağlık Bakanlığı, 23 Kasım 2011 tarihli Tütün Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Birimleri Hakkında Yönetmeliği’nde önemli değişiklikler yaptı. Bugünkü Resmî Gazete’de yayımlanan yeni düzenleme, birimlerin kuruluşu, personeli, ekipmanları ve eğitim süreçlerini güncelledi. Değişiklikler, sigara bırakma hizmetlerini daha etkin hale getirmeyi ve standartları yükseltmeyi hedefliyor. KURULUŞ VE İZİN SÜRECİ GÜNCELLENDİ Buna göre yönetmeliğin 9. maddesi değiştirilerek, birimler mevcut polikliniklerde veya müstakil olarak kurulabilecek. Aile hekimliği birimlerinde hekim talebi ve müdürlük onayıyla açılacak. Mobil veya geçici yerinde sigara bırakma birimleri, müdürlükçe doğrudan kurulabilecek; malzeme ve personel standartları Bakanlıkça belirlenecek.maddede, il değerlendirme komisyonu halk sağlığı hizmetleri başkan yardımcısı başkanlığında 3 üyeden oluşacak. 12. maddede, uygun başvuru için açılış izni belgesi müdürlükçe verilecek ve Bakanlığa bildirilecek. Birimlerde asgari bir sağlık personeli (tercihen hemşire, ebe, sağlık memuru) zorunlu hale getirildi; eğitimli personel tercih edilecek. Tıbbi sekreter ve psikolog isteğe bağlı olacak. Katılım belgesi sonrası her 3 yılda bir güncelleme eğitimi zorunlu kılınırken, uzaktan sağlık eğitim programında en az yüzde 70 başarı şartı getirildi. Başarısız olanların belgesi askıya alınacak, eğitim tamamlandıktan sonra hizmete devam edilebilecek. Mevcut katılım belgesi sahipleri de yönetmeliğin yayım tarihinden itibaren 3 yıl içinde güncelleme eğitimini tamamlayacak. Söz konusu yönetmelik değişikliğinin detaylarına ulaşmak için tıklayabilirsiniz

Mardin Eczacı Odası’ndan ilaç yokluğu uyarısı! Haber

Mardin Eczacı Odası’ndan ilaç yokluğu uyarısı!

Mardin Eczacı Odası Başkanı Fatih Oral, ilaç yokluğunun her yıl sonunda ciddi boyutlara ulaştığını belirtti. Sorunun ana nedenini güncellenmemiş İlaç Fiyat Kararnamesi olarak göstererek kalıcı çözüm çağrısı yaptı. Ortak çalışmalar ve yerli üretim teşviki önerildi. MARDİN (İGFA) - Mardin Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uzm. Ecz. Fatih Oral, her yıl sonunda yaşanan ilaç yokluğu sorununun bu yıl da ciddi boyutlara ulaştığını belirtti. Türk Eczacıları Birliği ve Bölge Eczacı Odaları’nın konuya ilişkin çözüm önerilerini defalarca dile getirmesine rağmen, ilaç yokluğunun kronik bir hale geldiğini vurguladı. Oral, sorunun yalnızca ilaç temininde yaşanmadığını, aynı zamanda dünyada kullanılan yeni nesil ilaçların Türkiye’ye ulaşmaması nedeniyle hastaların bu tedavilerden mahrum kaldığını ifade etti. SORUNUN KAYNAĞI: GÜNCELLENMEYEN İLAÇ FİYAT KARARNAMESİ Oral, ilaç yokluğunun temel nedeninin, ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan İlaç Fiyat Kararnamesi’nin günümüz ekonomik koşullarına uygun olmaması olduğunu belirtti. Sağlık Bakanlığı’nın ilaç alımında kullandığı Euro kuru, reel piyasa kuruna göre oldukça düşük kaldığı için ilaç firmalarının piyasaya ilaç sunmadığını söyledi. İlaç şirketlerinin kârlılığı önceleyen tutumları ve yerli ilaç üretiminin neredeyse olmaması, sorunu daha da derinleştiriyor. ECZACILAR MAĞDUR, SORUMLU DEĞİL! Eczacıların, yüksek enflasyonun ekonomik yükü altında ezildiğini ve ilaç yokluğunun olumsuz etkilerini omuzladığını dile getiren Oral, “Tedavi süreçleri kesintiye uğrayan hastalarımız eczane eczane dolaşarak ilaç arıyor. Eczacılarımız ise büyük bir çabayla vatandaşların ihtiyaç duyduğu ilaçları temin etmeye çalışıyor. Ancak sorunun kronikleşmesi, hastaların ilaca erişememesine ve eczacıların mesleklerini icra edememesine neden oluyor” dedi. KALICI ÇÖZÜM ÇAĞRISI Oral, ilaç yokluğuna kalıcı çözüm bulunması gerektiğini vurgulayarak, tüm tarafların görüşlerinin alındığı ortak bir çalışmayla sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti. İlaç Fiyat Kararnamesi’nin güncellenmesi, ilaca erişim engellerinin kaldırılması, sürdürülebilir bir ilaç temin politikası oluşturulması ve yerli ilaç üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti. Oral, “En temel sağlık hakkı olan ilaca erişim için acil ve kalıcı adımlar atılmalıdır” çağrısında bulundu.

ASM'lerde yeni birim tartışması.... Mevcut ASM'lerin iş yükü artıyor! Haber

ASM'lerde yeni birim tartışması.... Mevcut ASM'lerin iş yükü artıyor!

Sağlık Bakanlığı’nın mevcut Aile Sağlığı Merkezlerine (ASM) yeni birimler ekleme planı, doktor ve sağlık çalışanlarının tepkisini çekti. Birlik ve Dayanışma Sendikası, yeni ASM’ler yerine geçici çözümlerin sorunları derinleştirdiğini kaydetti. Sağlık Bakanlığı’nın mevcut ASM’lere yeni birimler ekleme girişimi, sağlık çalışanlarının tepkisine neden oldu. İstanbul Üsküdar’daki Cumhuriyet ASM’de, fiziki koşullar yetersizken 5. birimin açılması planlanmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Birlik ve Dayanışma Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Dr. Ahmet Mehlepci, “11,5 metrekare alanda 4 hemşire çalışıyor, yeni birimle koşullar daha da zorlaşacak. Yoğunluk yüzde 20 artacak, 47,5 metrekare bekleme salonu bulaşıcı hastalık riskini artırıyor” diye konuştu. “YENİ ASM’LER ŞART” Dr. Mehlepci, Bakanlığın yeni ASM inşa etmek yerine geçici çözümlerle hareket ettiğini vurguladı. İstanbul’da birçok ASM'nin deprem öncesi, havasız ve derme çatma binalarda olduğunu belirten Dr. Mehlepci, hasta sayısını düşürmek için müstakil, depreme dayanıklı, kamu tarafından inşa edilmiş yeni ASM’lerin yapılması gerektiğini belirterek, "Bakanlığın söz verdiği 1000 ASM’yi göremedik. Bizler hem çalışanlar hem de hastalarımız için ASM’lerin müstakil, depreme dayanıklı ve kamu tarafından yapılmasını istiyoruz "dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.