Hava Durumu

#Üretim

Haberler Güncel Haber Gündem Haberler | habergüncel.com.tr - Üretim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Üretim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Konya Şeker Türkiye’de 16’ncı, Konya’da 1’inci oldu Haber

Konya Şeker Türkiye’de 16’ncı, Konya’da 1’inci oldu

“Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi” araştırmasının 2024 sonuçlarına göre Konya Şeker ve iştiraki Panagro bu yıl da yükselişini sürdürdü. KONYA (İGFA) - PANKOBİRLİK Genel Başkanı ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Erkoyuncu, başarının tüm üretici ortakları ve çalışanların ortak emeği olduğunu vurguladı Türkiye’nin üretim, ihracat ve istihdamına önemli katkı sunan Anadolu kentlerindeki şirketleri mercek altına alan Ekonomist Dergisi’nin her yıl gerçekleştirdiği “Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi” araştırmasının 2024 sonuçları açıklandı. Konya’nın üreten gücü Konya Şeker ile iştiraki Panagro Et ve Süt Entegre Tesisi, bu yıl da listede önemli bir başarıya imza attı. 2023 yılında 21.519.630.223 TL ciro ile listede 17. sırada yer alan Konya Şeker, 2024 yılında 30.471.709.559 TL’lik ciroya ulaşarak bir basamak yükseldi ve 16. sıraya yerleşti. 2023’te 5.751.717.982 TL ciroyla 141. sırada bulunan Panagro ise 2024 yılında 9.528.794.313 TL ciroya ulaşarak büyük bir sıçrama yaptı ve 102. sıraya yükseldi. Anadolu 500’ün illere göre dağılımında Konya Şeker, Konya’daki 21 şirket arasında birinci olurken; Panagro Tarım Hayvancılık 4. sırada yer aldı. Sektörel bazda ise Konya Şeker, gıda kategorisinde yer alan 133 şirket arasında 6. sıraya yerleşti. Panagro Tarım Hayvancılık ise aynı kategoride 32. sırada kendine yer buldu. "ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ" Araştırmayı değerlendiren PANKOBİRLİK Genel Başkanı ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Erkoyuncu, Konya Şeker’in başarısını şu sözlerle ifade etti: "Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi’ araştırmasının 2024 sonuçlarına göre Konya Şeker ve iştirakimiz Panagro Et ve Süt Entegre Tesisimiz hızlı büyümesini bir kez daha göstermiştir. Elde edilen bu başarı, tüm üretici ortaklarımızın emeklerinin sonucudur. Ülkemizin yerli ve milli markası olarak üreterek büyüyüp ekonomimize değer katmamızda emeği bulunan tüm çalışma arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum."

TOBB Nefes Kredisi 50 milyar liraya yükseldi Haber

TOBB Nefes Kredisi 50 milyar liraya yükseldi

KOBİ’lere uygun şartlarda finans desteği sağlamak amacıyla başlatılan TOBB Nefes Kredisi’nin ikinci paketinde, kredi hacmi 25 milyar TL’den 50 milyar TL’ye yükseltildi. ANKARA (İGFA) - TOBB’un girişimleri sonucu artırılan Nefes Kredisi’ne yeni başvurular 19 Kasım Çarşamba itibariyle başlayacak. TOBB, KGF ve Bankaların işbirliğinde verilecek kredide 24 ay vadeye kadar yüzde 33, 24 ay üzerinde ise yüzde 32 faiz uygulanacak. Kredi 6 ay anapara ödemesiz, azami 36 ay vadeli olacak. Bir firma en fazla 1,5 milyon TL kredi kullanabilecek. KOBİ’lere yeni bir TOBB Nefes Kredisi fırsatı geliyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Kredi Garanti Fonu (KGF) ve Bankaların el ele vermesiyle, KOBİ’lere destek olmak için 2 Ekim 2025 tarihinde başlatılan 25 milyar Türk Lirası tutarındaki ikinci TOBB Nefes Kredisi’nin kredi hacmi 50 milyar Türk Lirası’na yükseltildi. İş dünyasının yoğun talebi sonrasında TOBB’un girişimleri sonucu artırılan Nefes Kredisi’ne başvurular 19 Kasım Çarşamba itibariyle başlayacak. Krediye TOBB'a bağlı tüm Oda-Borsa üyesi işletmeler başvurabilecek. İşletmeler, TOBB Nefes Kredisi başvurularını Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Bankası, Denizbank, Garanti Bankası, Akbank, Yap Kredi ve Ziraat Katılım şubelerine yapabilecek. Artırılan kredi hacminde mevcut koşullar aynen devam edecek. Bir firma azami 1,5 milyon TL kredi kullanabilecek. Krediler, 6 ay anapara ödemesiz şekilde azami 36 ay vadeli olacak. Kredi, 24 aya kadar yüzde 33, 24 ay üzerinde ise yüzde 32 faizle kullandırılacak. Temmuz ayında verilen ilk TOBB Nefes Kredisi ile 23 bin 515 firmaya 30 milyar TL destek sağlanmıştı. Böylece TOBB Nefes Kredisi ile bu yıl KOBİ’lere sağlanan toplam destek 80 milyar Türk Lirası’na ulaşmış olacak. KOBİ’lerin yaşadığı en büyük sıkıntının finansmana erişim olduğunu belirten TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Sürekli vurguladığım en önemli problem finansmana erişim. Özellikle KOBİ kredilerine uygulanan büyüme sınırı krediye erişimi zorlaştırıyor. Böyle bir dönemde KOBİ’lerimize destek olmak için yeni bir kaynak oluşturduk. TOBB, Kredi Garanti Fonu ve Bankalar güç birliği yaptık. Amacımız zor günlerde KOBİ’lerimizin yanında durup çarkların dönmesini sağlamak. Temmuz ayında birinci Nefes Kredisi’ni hayata geçirdik. KOBİ’lerimize 30 milyar TL destek sağladık. İkinci Nefes Kredisi’ne ise 2 Ekim tarihinde başladık. Bu paketten şu an itibariyle 20 bin civarında firmamız yararlandı. 25 milyar Türk Lirası büyüklüğündeki kredi hacmi dolmak üzere. Oda-Borsa Başkanlarımız ve iş dünyamızdan gelen yoğun talep üzerine kredi tutarının artırılması yönündeki beklentimizi ilgili makamlara ilettik. Yaptığımız girişimler sonucu kredi hacmi 50 Milyar Türk Lirası’na yükseltildi. Böylece sadece 2025 yılı içerisinde TOBB Nefes Kredisi ile KOBİ’lere sağladığımız destek 80 milyar Türk Lirası’na ulaşmış olacak. Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Özegen’e ve katılan tüm banka yöneticilerine verdikleri destek ve katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. KOBİ’lerimizin doğru zamanda ve uygun maliyetlerle finansmana ulaşması; daha fazla yatırım, üretim, istihdam ve ihracat, dolayısıyla daha güçlü bir ekonomi demektir” dedi.

BUSİAD: Dezenflasyon süreci istenilen hızda değil Haber

BUSİAD: Dezenflasyon süreci istenilen hızda değil

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa ekonomisinin nabzını tutmak adına üyeleri nezdinde Ekim 2025’te gerçekleştirdiği, BUSİAD İktisadi Yönelim Anketi’nin sonuçlarını açıkladı. BURSA (İGFA) - Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Özdemir’in katkılarıyla gerçekleştirilen çalışmada, dezenflasyon sürecinin istendiği ölçüde gerçekleşmediği sonucu ağırlık kazandı. Ankete katılanların verdiği yanıtlardan, 2025 yılının üçüncü çeyreği geride kalırken; TCMB’nin yılın ilk yarısı için iktisadi faaliyetin yavaşladığı ve iç talebin dezenflasyona katkı verecek düzeyde seyrettiği yönündeki görüşünün aksine, ekonominin sıkı finansal koşullara rağmen beklentilerin ötesinde büyüdüğü gözlendi. İkinci çeyrekte canlılığını koruyan iç talebin yanı sıra enflasyon eğiliminin dezenflasyonu güçlendirecek hızda gerilemediği izleniyor. Ekim 2025 (2025 III. Çeyrek) BUSİAD İktisadi Yönelim Anketine verilen yanıtların; ekonomide gözlenen büyüme eğilimini görece teyit eden bir görünüm sunduğu gözleniyor. Bu çerçevede ankete verilen yanıtların bir önceki çeyreğe göre değişimi, toplulaştırılmış halde aşağıda sunulmaktadır: Ankete katılan tüm firmaların mevcut ekonomik koşullardaki görünümünün, bir önceki çeyreğe göre önemli ölçüde toparlandığı, imalat sanayinde ise iyileşmenin daha belirgin olduğu gözlenmektedir. Bununla birlikte firmalar, gelecek altı aylık süre içinde mevcut görünümlerinin bir önceki çeyreğe göre sınırlı düzeyde iyileşeceğini beklemektedir. Bu beklenti, önümüzdeki üç ay içinde bir önceki çeyreğe göre üretim hacimlerinin değişmeyeceğini yansıtmaları ile de uyumludur. İSTİHDAMDA ARTIŞ BEKLENTİSİ... Öte yandan firmalar, önümüzdeki üç ayda istihdam düzeyinde bir önceki çeyreğe göre belirgin bir iyileşme beklentisi içindedir. Ayrıca, önümüzdeki 6 ay boyunca ücretlere ilişkin maliyetlerin artması beklenirken söz konusu beklentinin bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak belirgin bir yükseliş eğiliminde olduğu izlenmektedir. Ankete katılan tüm firmalar açısından gerek gelecek 12 ayda geçmiş 12 aya kıyasla makine-teçhizat yatırımlarının gerekse aynı dönem için bina-tesis yatırım harcamalarının bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak toparlanması beklenmektedir. İHRACATTA DURAĞANLIK... İhracat yapan firmalar, gelecek üç aya ait ihracat siparişlerinin bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak artış yönünde bir değişim göstermesini beklerken söz konusu beklenti imalat sanayinde yatay seyretmektedir. Firmaların faiz riskinde bir önceki çeyreğe göre belirgin bir azalış gözlenmektedir. Yanı sıra firmalar, finansman ihtiyacının da bir önceki çeyreğe göre değişmeyeceğini beklemektedir. Tüm firmaların bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak kur risklerinde sınırlı bir azalış görülmektedir. Ayrıca, bir önceki çeyreğe göre gelecek üç aylık dönemde TL cinsi kredi faiz oranına ilişkin aşağı yönlü beklentinin ortalama olarak zayıfladığı gözlenmektedir. FİYATLARDA VE MALİYETLERDE ARTIŞ BEKLENTİSİ… Ankete katılan tüm firmalar itibariyle, döviz kurundaki değişimlerin satış fiyatlarını etkileme hızı ağırlıklı olarak 0-3 ay arasında gerçekleşirken, tüm firmalar için bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak hızın arttığı gözlenmektedir. Firmalar gelecek 3 ayda ortalama birim maliyetlerinin artmasını beklerken, artış yönündeki değişim beklentisi bir önceki çeyreğe göre yataydır. Gelecek 3 aya ilişkin satış fiyatlarının bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak yukarı yönlü değişmesi beklenirken söz konusu eğilim imalat sanayinde görece daha güçlüdür. Ankete katılan tüm firmalar itibariyle, yıl sonu üretici fiyatları enflasyonu beklentisi, bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak önemli ölçüde artış yönünde değişim göstermiştir. ENFLASYONLA MÜCADELE... Anket sonuçlarını değerlendiren BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, enflasyon başta olmak üzere ekonomik verilerdeki iyileşmenin sınırlı kalmasının, üretici güçlerin hızlanmasını engellediğini ifade etti. Küçükkayalar, “Dünyadaki gelişmeler çok tedirgin edici ve oyun kurmayı zorlaştıracak boyutta. Açık savaşlar, örtülü savaşlar, ekonomik savaşlar her an kurduğumuz ekonomi stratejilerini anlık değiştirebiliyor. Enflasyonla mücadele öncelikli hedefimiz olmaya devam etmeli. Fakat dezenflasyon sürecinin istenilen hızda olmadığını, arzulandığı ölçüde de ilerlemediğini verilerden görüyoruz. Üretimden vazgeçer bir aşamaya doğru sürüklenmek, bizim gibi gelişmekte olan bir ülke için telafisi zor bir noktaya evrilmemiz anlamına gelir. İhracatı artıracak, kapasiteleri dolduracak, istihdamı en azından kaybetmeyecek ve ülkemizi enflasyon sorunundan kurtaracak politikalarda ısrarcı olmalıyız” dedi. Küçükkayalar, ankete katılımın giderek arttığını da ifade ederek, ankete yanıt veren BUSİAD üyesi firmalara da teşekkür etti.

EXPO 2027 İzmir’in yol haritası çalıştayında şekilleniyor Haber

EXPO 2027 İzmir’in yol haritası çalıştayında şekilleniyor

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, EXPO 2027'nin hazırlıkları için düzenlenen çalıştayda, İzmir'in 'Tek Sağlık' temasıyla tanıtılacağını açıkladı. Tugay, EXPO'nun İzmir'e kalıcı çevresel miras ve ekonomik değer katacağını vurguladı. İZMİR (İGFA) - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, EXPO 2027 İzmir’in hazırlık sürecine ilişkin düzenlenen “Paydaş Çalıştayı”nın açılışını yaptı. Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya, Büyükşehir Belediyesi bürokratları, ilçe belediye başkanları, akademisyenler, uzmanlar, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileri katıldı. Başkan Tugay, EXPO 2027 İzmir’in tarihi boyunca farklı kültürlerin buluştuğu kenti, ilk kez bir Dünya Botanik EXPO’suna ev sahipliği yapacak şekilde dünyaya tanıtacağını vurgulayarak, “2027 yılında, ‘Tek Sağlık’ temasıyla dünyanın gözleri İnciraltı’nda olacak. Bu gurur hepimizin. Bu çalıştay, yalnızca bir hazırlık toplantısı değil; kentimizin doğayla uyumlu dönüşümünün ortak akıl buluşmasıdır. ‘Tek Sağlık’ anlayışı bize şunu öğretir: İnsanın sağlığı, doğanın sağlığıyla mümkündür” dedi. KALICI ÇEVRESEL MİRAS VURGUSU EXPO alanının sadece fuar süresince değil, sonrasında da İzmir’e hizmet edeceğini belirten Tugay, projede doğa temelli çözümlerin ön planda olacağını ifade ederek, “Yağmur bahçeleri, ekolojik koridorlar, geçirimli yüzeyler, su ve karbon döngülerini güçlendiren mavi-yeşil altyapılar hayata geçirilecek. Döngüsel ekonomi ve yeniden kullanılabilir malzemelerle biyolojik çeşitlilik artırılacak. EXPO 2027 yalnızca güzel bir fuar değil; kalıcı bir çevresel miras projesi olacak.” diye konuştu. Başkan Tugay, İzmir’in süs bitkileri üretiminde Türkiye lideri olduğunu hatırlatarak, EXPO 2027’nin üretim ve ekonomik değer oluşturacağını söyledi. EXPO’nun ayrıca İzmir’de kültürel ve davranışsal bir dönüşüm yaratacağını belirten Tugay, gençlerin sürdürülebilirlik hareketinin öncüsü olacağını, mahallelerde çevre gönüllülüğünün artacağını ve doğa bilincinin günlük hayatın bir parçası hâline geleceğini ifade etti.

Bakan Yumaklı: Su ürünlerinde hedef 3 milyar dolar ihracat Haber

Bakan Yumaklı: Su ürünlerinde hedef 3 milyar dolar ihracat

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Tunceli’nin Çemişgezek ilçesindeki Mersin balığı üretim tesisini ziyaret ederek Türkiye’nin su ürünleri üretiminde dünya sıralamasındaki yükselişini değerlendirdi. ANKARA (İGFA) - Bir dizi programa katılmak üzere Tunceli’de bulunan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çemişgezek ilçesindeki Mersin balığı üretim tesisinde incelemelerde bulundu. Tekneyle Keban Baraj Gölü’ne açılan Yumaklı, kafeslerde yetiştirilen balıkları inceledi, tesis yetkililerinden üretim süreçleri hakkında bilgi aldı. “TÜRKİYE SU ÜRÜNLERİNDE AVRUPA’DA 2., DÜNYADA 17. SIRADA” Bakanlığın resmi internet sitesinde yer alan habere göre Türkiye’nin son yıllarda iç sular, kıyı kesimleri ve denizlerde su ürünleri üretiminde önemli bir ivme kazandığını belirten Bakan Yumaklı, son 23 yılda 1 milyon tonluk üretim seviyesine ulaşıldığını söyledi. Bakan Yumaklı, “Biz yetiştiricilikte Avrupa’da ikinci, dünyada ise 17. sıradayız. Her geçen yıl üzerine koyarak büyüyen bir sektörden bahsediyoruz. Özellikle iç sularımızda yetiştirilen Türk somonu, farklı ürünlere dönüştürülerek dünya pazarlarında büyük bir başarı elde etti. 2024 yılı sonu itibarıyla 2 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı. Ancak bu potansiyelin çok daha üzerinde bir kapasitemiz var.” dedi. TUNCELİ, MERSİN BALIĞI ÜRETİMİNDE TÜRKİYE’NİN MERKEZLERİNDEN Bakan Yumaklı, Keban Baraj Gölü’ndeki Mersin balığı yetiştiricilik alanında yapılan çalışmalara dikkat çekerek, “Burada 1200’ün üzerinde anaç hayvan bulunuyor. Mersin balığının yetiştirilmesi zahmetli bir süreç. Arkadaşlarımızın yıllardır süren büyük bir emeği var. Ayrıca havyar üretiminde de önemli gelişmeler kaydedildi. Bu ürünler artık dünya piyasalarına sadece et olarak değil, havyar olarak da sunulacak” ifadelerini kullandı. Tunceli’de 45 su ürünleri tesisi bulunduğunu, bunların toplam yıllık üretim kapasitesinin 20 bin ton olduğunu belirten Yumaklı, “Türkiye genelinde Mersin balığı üretimi 2.000–2.500 ton civarında. Bunun yarısı Tunceli sınırları içinde gerçekleştiriliyor” dedi. Bakan Yumaklı, Bakanlık olarak amaçlarının Türkiye’nin tarım, hayvancılık ve su ürünlerinde verimliliği artırmak olduğunu belirtti. Yumaklı, “Bir karış toprağın bile boş kalmamasını, hayvansal üretimde verim ve kaliteyi artırmayı hedefliyoruz. Su ürünlerinde de yetiştiricilikte Avrupa ikinciliğimizi koruyarak dünyada daha üst sıralara çıkmak istiyoruz.” dedi. “HEDEF 3 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT” Yetiştiricilere ve bakanlık personeline teşekkür eden Yumaklı, Türkiye’nin su ürünleri ihracatında yeni bir hedefe yöneldiğini ifade ederek, “2 milyar dolarlık ihracatın çok kısa sürede 3 milyar dolara ulaşacağına inanıyorum. Ürün çeşitliliğini artırarak dünya pazarlarında daha geniş bir yer edinmek için çalışmalarımız devam ediyor. Bu sektör önümüzdeki dönemde ülke ekonomisine çok önemli katkılar sunacak.” diye konuştu.

KAYSO'dan '29 Ekim' mesajı Haber

KAYSO'dan '29 Ekim' mesajı

Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Cumhuriyetimizin 102. yılına ulaşmanın gururunu, onurunu ve coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz.” dedi. KAYSERİ (İGFA) -Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Cumhuriyet; en zor şartlar altında, yokluk ve imkânsızlıklar içinde bile bağımsızlık idealinden vazgeçmeyen aziz milletimizin, azim, inanç ve kararlılıkla kazandığı büyük bir zaferin simgesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verilen bu onurlu mücadele, yalnızca bir yönetim biçimi değişikliğini değil, aynı zamanda milletimizin kendi kaderini tayin ettiği yeniden doğuşu ifade eder. Cumhuriyetimizin ilanı, Türk milletine özgür düşüncenin, bilimin, aklın ve emeğin rehberliğinde çağdaş bir gelecek kurma yolunu açmıştır. Bugün geldiğimiz noktada, demokrasi, eğitim, sağlık, bilim, teknoloji, sanayi ve ekonomi alanlarında elde edilen ilerlemeler, bu büyük mirasın en somut göstergeleridir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği ‘Muasır Medeniyetler Seviyesi’ hedefi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti, 102 yıl boyunca büyük bir değişim ve gelişim süreci yaşamıştır. Bu süreçte biz sanayicilere düşen görev, Cumhuriyetimizin temel değerlerine sahip çıkarak ülkemizin üretim gücünü artırmak, yeni istihdam alanları oluşturmak ve ihracatla ülke ekonomisine katkı sağlamaktır. Kayseri sanayisi de bu anlayışla, köklü üretim geleneğinden aldığı güçle geleceğe güvenle yürümekte; üretim, teknoloji ve inovasyon alanlarında ülkemizin kalkınma hedeflerine önemli katkılar sunmaktadır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da bizler, aynı inanç ve kararlılıkla çalışmaya, üretmeye ve ülkemizi daha güçlü yarınlara taşımaya devam edeceğiz. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyor; başta sanayicilerimiz ve iş insanlarımız olmak üzere, tüm milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum. Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun.”

Mobilya sektöründe sıfır ormansızlaşma dönemi başlıyor Haber

Mobilya sektöründe sıfır ormansızlaşma dönemi başlıyor

Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (EMKOÜİB) ev sahipliğinde, Avrupa Birliği’nin “Ormansızlaşmanın Önlenmesi Tüzüğü (EUDR)” hakkında sektör temsilcilerini bilgilendirmek ve uyum sürecini hızlandırmak amacıyla önemli bir panel düzenlendi. İZMİR (İGFA) - Avrupa Birliği’nin 29 Haziran 2023’te yürürlüğe aldığı ve 2025 yılı sonunda uygulanmaya başlayacak bu düzenleme, yalnızca çevresel bir politika değil; aynı zamanda küresel ticaret kurallarını değiştiren yeni bir ticari standart olarak kabul ediliyor. Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Mobilya Çalışma Komitesi Başkanı Müjdat Kemer, “Türkiye mobilya sektörü bugün 4,5 milyar dolarlık ihracatla dünya liginde güçlü bir oyuncu. Ancak EUDR ile birlikte artık yalnızca üretim kalitesi değil, hammaddeden son ürüne kadar tüm tedarik zincirinin şeffaflığı sorgulanacak. Bu tüzük; ormansızlaşmaya yol açmayan, sürdürülebilir kaynakların kullanıldığı, izlenebilir üretimi zorunlu hale getiriyor. Biz EMKOÜİB olarak bunu bir engel değil, sektörümüzün marka değerini artıracak küresel bir fırsat olarak görüyoruz. Firmalarımızı bu sürece hazırlamak adına eğitimler, yazılım tabanlı izlenebilirlik sistemleri ve AB ile eşgüdümlü rehberlik çalışmaları planlıyoruz. Eğer süreci doğru okursak, Türk mobilyası sadece tasarımıyla değil sürdürülebilirliğiyle de öne çıkacak.” dedi. KAĞIT SEKTÖRÜMÜZDEKİ DAHA FAZLA FİRMANIN SÜRECE DAHİL EDİLEREK TEŞVİK EDİLMESİNİ ÇOK ÖNEMSİYORUZ Müjdat Kemer, “Birliğimizin toplam 940 milyon dolarlık ihracatının 575 milyon dolarlık kısmını kağıt ve ambalaj ürünleri oluşturuyor. Kağıt-ambalaj sektörümüz, Türkiye’nin kağıt ürünleri ihracatının yüzde 25’ini üstleniyor ve bu rakam EMKOÜİB çatısı altındaki sektörlerin ne kadar güçlü bir üretim ve ihracat kapasitesine sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Panelimize kağıt sektörümüzün yoğun katılımı bizleri son derece memnun etti. Biz kağıt sektörümüzdeki daha fazla firmanın sürece dahil edilerek teşvik edilmesini çok önemsiyoruz. Çünkü bu dönüşümü hep birlikte sahiplenirsek, yalnızca EUDR’ye uyum sağlamış olmayacağız, Avrupa pazarında fark yaratan, sürdürülebilir üretimle anılan bir ülke konumuna da yükseleceğiz.” diye konuştu. EUDR: TİCARETİN YENİ PASAPORTU Ticaret Bakanlığı AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakatı Dairesi Başkanı Elif Berrak Taşyürek, “EUDR yalnızca çevresel bir düzenleme değil; ticaretin yeni pasaportudur. AB artık bir ürünün tasarımına ya da fiyatına bakmıyor; üretildiği ormandan elde edilen ağacın koordinatına, karbon salımına ve ormansızlaşmaya katkı yapıp yapmadığına bakıyor. Biz Bakanlık olarak hem mevzuat uyum sürecini yürütüyor hem de sektörlerimizin bu dönüşüme hazırlanması için yol haritaları oluşturuyoruz. Yükümlülüklerini zamanında yerine getiren firmalar sadece AB pazarına erişmeye devam etmeyecek, aynı zamanda ‘düşük riskli’ tedarikçi olarak rekabet üstünlüğü elde edecek.” diye konuştu. Orman Genel Müdürlüğü Belgelendirme, Standart ve İş Geliştirme Şube Müdürü Metin Ünlü, “Türkiye orman varlığını artıran nadir ülkelerden biri. Orman Genel Müdürlüğü olarak iki yönlü bir sorumluluğumuz var: Hem doğayı korumak hem de üreticimizin, ihracatçımızın uluslararası pazarda dışlanmasını engellemek. Firmalarımızın sahadan veriyi doğru toplamakla yükümlü olduğu yeni bir döneme giriyoruz. Bu zorlayıcı bir süreç gibi görünse de şunu açıkça söyleyebilirim: Eğer bu dönüşümü doğru yönetirsek Türkiye sürdürülebilir orman ürünleri üretiminde küresel bir referans noktası haline gelebilir. Hazırlanan, dijitalleşen, izlenebilirlik altyapısını kuran firmalar yalnızca AB’ye değil, dünyanın her pazarına güvenle ürün gönderecek. Ormanlarımızın geleceğiyle ihracatımızın geleceği artık aynı masada konuşulmak zorunda. Bu yüzden bugün burada yaptığımız panel sadece bir mevzuat açıklaması değil; Türkiye’nin sürdürülebilir üretim vizyonunun başlangıcıdır.” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.